Abdullah Parlıyan Meali
Ey peygamber! Sana kıyamet saatinden soruyorlar. “Ne zaman gelip çatacak?” diye. De ki: “Doğrusu buna dair gerçek bilgi, ancak Rabbimin katındadır. Onun vaktini O'ndan başka açığa vuracak kimse de yoktur. O kıyamet vakti göklere ve yere bütün ağırlığıyla çökecek ve sizi mutlaka umulmadık bir anda yakalayacak.” Sanki sen onun vaktini biliyormuşsun gibi sana onu tekrar sorarlar. Yine de ki: “Onun ilmi, ancak Allah katındadır. Fakat insanların çoğu, bundan habersizdirler.”
Ahmet Varol Meali
Sana kıyametin ne zaman kopacağını soruyorlar. De ki: "Onun bilgisi Rabbimin katındadır. Rabbinden başka onun vaktini bildirecek yoktur. O göklerde ve yerde bulunanlara çok ağır gelmektedir. [15] O size ancak ansızın gelir." Sanki sen onun hakkında bilgi sahibiymişsin gibi senden onu soruyorlar. De ki: "Onun bilgisi Allah katındadır. Ancak insanların çoğu bilmezler."*
Ali Bulaç Meali
Saatin (kıyametin) ne zaman demir atacağını (gerçekleşeceğini) sorarlar. De ki: 'Onun ilmi yalnızca Rabbimin katındadır. Onun süresini O'ndan başkası açıklayamaz. O, göklerde ve yerde ağırlaştı. O, size apansız bir gelişten başkası değildir.' Sanki ondan tümüyle haberdarmışsın gibi sana sorarlar. De ki: 'Onun ilmi yalnızca Allah'ın katındadır. Ancak insanların çoğu bilmezler.'
Diyanet İşleri Meali (Eski)
Sana, kıyamet saatinin ne zaman gelip çatacağını soruyorlar, de ki: "Onu ancak Rabbim bilir, onun vaktini, O'ndan başka belirtecek yoktur. Göklerin ve yerin, ağırlığını kaldıramayacağı o saat, sizlere ansızın gelecektir." Sen sanki öğrenmişsin gibi sana soruyorlar, de ki: "Onu bilmek ancak Allah'a mahsustur, ama insanların çoğu bu gerçeği bilmezler."
Diyanet İşleri Meali (Yeni)
Sana kıyametin ne zaman kopacağını soruyorlar. De ki: “Onun bilgisi ancak Rabbimin katındadır. Onu vaktinde ancak O (Allah) ortaya çıkaracaktır. O göklere de, yere de ağır basmıştır. O, size ancak ansızın gelecektir.” Sanki senin ondan haberin varmış gibi sana soruyorlar. De ki: “Onun bilgisi sadece Allah katındadır. Fakat insanların çoğu bilmiyorlar.”
Diyanet Vakfı Meali
Sana kıyameti, ne zaman gelip çatacağını soruyorlar. De ki: Onun ilmi ancak Rabbimin katındadır. Onun vaktini O'ndan başkası açıklayamaz. O göklere de yere de ağır gelmiştir. O size ansızın gelecektir. Sanki sen onu biliyormuşsun gibi sana soruyorlar. De ki: Onun bilgisi ancak Allah'ın katındadır; ama insanların çoğu bilmezler.
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Sana, ne zaman kopacak diye kıyamet vaktini soruyorlar. De ki; onun bilgisi yalnızca Rabbimin katındadır. Onu tam vaktinde koparacak olan O'ndan başkası değildir. Onun ağırlığına göklerde ve yerde dayanacak bir kimse yoktur. O size ansızın gelecektir. Sanki sen onu çok iyi biliyormuşsun gibi sana soruyorlar. De ki, onun bilgisi Allah katındadır. Fakat insanların çoğu bunu bilmezler.
Elmalılı Meali (Orjinal)
Ne zaman demir atacak? Diye sana saatten soruyorlar, de ki: onun ılmi; yalnız rabbımın nezdindedir, onu, vaktı vaktına tecelli ettirecek ancak odur, o, öyle ağır bir mes'ele ki bütün Semavat-ü Arzda tahammül edecek yok, o size ancak bağteten gelecek, sanki sen ondan tefahhusle haberdar imişsin gibi soruyorlar, de ki: onun ılmi, ancak Allahın nezdindedir velâkin insanların ekserîsi bilmezler
Hasan Basri Çantay Meali
Kıyaametin sübût (ve vukuu) nun ne zaman olduğunu sana sorarlar. De ki: «Onun ilmi ancak Rabbimin nezdindedir. Onun vaktini kendisinden başkası açıklayamaz. Göklere de, yere de ağır basmışdır o. O, size (başka suretle değil) ancak ansızın gelir. Tam ma'nâsiyle biliyormuşsun gibi sana (tekrar) onu sorarlar (Yine) de ki: «Onun ilmi ancak Allah karındadır. Fakat insanların çoğu (bunu) bilmezler».
Hayrat Neşriyat Meali
(Ey Habîbim!) Sana, “Onun gelip dayanması ne zaman?” diye kıyâmetten soruyorlar. De ki: “Onun ilmi ancak Rabbimin katındadır. Onu vakti (geldiği)nde ortaya çıkaracak ancak O'dur!” (O kıyâmet) göklerde ve yerde (olan bütün mahlûkata) ağır gelmiştir! Size ancak ansızın gelecektir! Sanki sen ondan haberdarmışsın gibi, sana soruyorlar. De ki: “Onun ilmi ancak Allah katındadır; fakat insanların çoğu (bu ilmin Allah'a âid olduğunu) bilmezler!” (3)*
Ömer Nasuhi Bilmen Meali
Senden Kıyametin ne zaman sübut bulacağını sual ederler. De ki: «Ona ait bilgi ancak Rabbimin indindedir. Onun vaktini ondan başkası açıklayamaz. (Bu) Göklerde ve yerde ağır, muazzam bir keyfiyettir. O sizlere ansızın geliverir.» Senden sorarlar, sanki sen ondan bihakkın haberdar imişsin gibi. De ki: «Ona ait bilgi ancak Allah Teâlâ'nın nezdindedir. Fakat insanların çoğu bilmezler.»
Suat Yıldırım Meali
Sana kıyametin ne zaman geleceğini sorarlar. De ki: “Onun ne zaman geleceğine dair bilgi yalnız Rabbimin nezdindedir. Vaktini O'ndan başkası açıklayamaz. O kıyamet öyle bir meseledir ki, ne göklerde ve ne de yerde ona tahammül edecek hiç kimse yoktur! ”O size ansızın gelecektir. Sen sanki onu biliyormuşsun gibi onu sana soruyorlar. De ki: “Ona dair gerçek bilgi yalnız Allah'ın nezdindedir; ama insanların çoğu bunu bilmezler. ” [21, 38; 42, 18; 79; 42] {KM, Matta 24, 3; Markos 13, 32}
Şaban Piriş Meali
Sana (kıyamet) saatini soruyorlar. Onun vaktinin ne zaman geleceğinin. De ki:-Onun bilgisi Rabbimdedir. Onun vaktini O'ndan başkası açıklayamaz. Göklere ve yere o saat ağır basar. Kıyamet ansızın gelir. Sanki sen biliyormuşsun gibi sana soruyorlar. De ki:-Onu bilmek sadece Allah'a mahsustur. Ama insanların çoğu bu gerçeği bilmez.
İbni Kesir
Sana kıyametin ne zaman gelip çatacağını soruyorlar. De ki: Onun bilgisi, ancak Rabbımın katındadır. Onun vaktini kendisinden başkası açıklayamaz. Onun ağırlığını gökler de, yer de kaldıramaz. O, size ansızın gelir. Sen, onu biliyormuşsun gibi sana soruyorlar. De ki: Onun bilgisi ancak Allah katındadır. Fakat insanların çoğu bilmezler.
Seyyid Kutub
Sana kıyamet anı hakkında sorarlar, ne zaman gelip çatacak diye. De ki, «onun bilgisi rabbimin tekelindedir. Vakti gelince, onu gerçekleştirip açığa çıkaracak olan O'dur.» Göklerin ve yerin ağırlığını kaldıramayacağı bu olay başınıza ansızın gelecektir. Sanki sen bu konuyu sürekli kurcalıyormuşsun gibi, sana onu soruyorlar. De ki; «onun bilgisi Allah'ın tekelindedir, fakat insanların çoğu bu gerçeği bilmezler.»
Tefhim-ul Kuran
Saatin (kıyametin) ne zaman demir atacağını (gerçekleşeceğini) sorarlar. De ki: «Onun ilmi yalnızca Rabbimin katındadır. Onun süresini O'ndan başkası açıklayamaz. O, göklerde ve yerde ağırlaştı. O, size apansız bir gelişten başkası değildir.» Sanki sen, ondan tümüyle haberdarmışsın gibi sana sorarlar. De ki: «Onun ilmi yalnızca Allah'ın katındadır. Ancak insanların çoğu bilmezler.»
Yusuf Ali (English)
They ask thee about the (final) Hour - when will be its appointed time? Say: "The knowledge thereof is with my Lord (alone): None but He can reveal as to when it will occur.(1159) Heavy were its burden through the heavens and the earth. Only, all of a sudden will it come to you." They ask thee as if thou Wert eager in search thereof:(1160) Say: "The knowledge thereof is with Allah (alone), but most men know not."*
M. Pickthall (English)
They ask thee of the (destined) Hour, when will it come to port. Say: Knowledge thereof is with my Lord only. He alone will manifest it at its proper time. It is heavy in the heavens and the earth. It cometh not to you save unawares. They question thee as if thou couldst be well informed thereof. Say: Knowledge thereof is with Allah only, but most of mankind know not.