Abdullah Parlıyan Meali
Münafıklar, savaştan döndüğünüz vakit, sizden özür dilerler. De ki: Asılsız özürler ileri sürmeyin, çünkü size inanmıyoruz. Allah sizin hakkınızda, gerekli bilgiyi bize vermiş bulunuyor. Zaten Allah ve elçisi bundan sonraki yapıp edeceklerinize bakacak, sonra gizli ve açık herşeyi, hakkıyla bilen Allah'a dödürüleceksiniz de, O size neler yapıyordunuz, hepsini haber verecektir.
Ahmet Varol Meali
Yanlarına döndüğünüzde size özür beyan ederler. De ki: "Hiç özür beyan etmeyin. Size inanmayacağız. Allah sizin haberlerinizi bize bildirdi. Allah da Peygamberi de amellerinizi görecek. Sonra gizli olanı da açık olanı da bilene döndürülürsünüz ve O size yapmakta olduklarınızı bildirir."
Ali Bulaç Meali
Onlara geri döndüğünüzde size özür belirttiler. De ki: 'Özür belirtmeyiniz, size kesin olarak inanmıyoruz. Allah bize, durumunuzu haber vermiştir. Yaptıklarınızı Allah görecektir, O'nun elçisi de. Sonra gaybı da, müşahede edilebileni de bilen'e döndürüleceksiniz ve O, yaptıklarınızı size haber verecektir.'
Diyanet İşleri Meali (Eski)
Savaştan döndüğünüzde size özür beyan ederler. Onlara de ki: "özür beyan etmeyin, size inanmayacağız, Allah haberlerinizi bize bildirmiştir. Allah da, Peygamberi de işleyeceklerinizi görecektir. Sonunda, görülmeyeni ve görüneni bilen Allah'a geri çevrileceksiniz. O, işlediklerinizi size haber verecektir."
Diyanet İşleri Meali (Yeni)
Onlara döndüğünüzde, size mazeret beyan edeceklerdir. De ki: “Mazeret beyan etmeyin. Size kesinlikle inanmayız. Çünkü Allah bize sizin durumunuzu bildirdi. Bundan böyle davranışlarınızı Allah da Resûlü de görecek. Sonra hepiniz, gaybı da görülen âlemi de bilene döndürüleceksiniz de yapmakta olduğunuz şeyleri size haber verecek.”
Diyanet Vakfı Meali
(Seferden) onlara döndüğünüz zaman size özür beyan edecekler. De ki: (Boşuna) özür dilemeyin! Size asla inanmayız; çünkü Allah, haberlerinizi bize bildirmiştir. (Bundan sonraki) amelinizi Allah da görecektir, Resûlü de. Sonra görüleni ve görülmeyeni bilene döndürüleceksiniz de yapmakta olduklarınızı size haber verecektir.
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Savaştan dönüp yanlarına geldiğinizde size özür beyan edecekler. De ki: "Özür beyan etmeyin. Size kesinlikle inanmayız. Allah bize, sizin durumunuzdan haberler verdi". Bundan sonra da Allah ve Resulü yaptıklarınızı görecektir. Daha sonra da gizliyi ve âşikârı bilen Allah'a döndürüleceksiniz. O vakit O, size neler yapmış olduğunuzu tek tek haber verecektir.
Elmalılı Meali (Orjinal)
Yanlarına avdet ettiğinizde size itizar edecekler, de ki: itizar etmeyin ihtimali yok size inanmıyacağız doğrusu Allah bize ahvalinizden bir çok haberler verdi, bundan böyle de Allah ve Resulü amelinizi görecek, sonra hepiniz o gayb-ü şehadeti bilen hakkın huzuruna götürüleceksiniz o vakıt o size haber verecek neler yapıyordunuz
Hasan Basri Çantay Meali
(Seferden) onlara döndüğünüz vakit size özür dermiyan edeceklerdir. De ki: (Bîhûde) özür dilemeyin. Size kat'iyyen inanmıyoruz. Allah, bize (hallerinizden bir çok) haberler vermişdir. (Bundan sonraki) hareketinizi de Allah, Resulü ile beraber, görecekdir. (En) sonra gizliyi ve aşikârı bilen (Allah) a döndürüleceksiniz de O, size, neler yapıyordunuz, (hepsini) haber verecekdir.
Hayrat Neşriyat Meali
(O münâfıklar, Tebük'ten) kendilerine döndüğünüz zaman size özür beyân edecekler. De ki: “(Hiç) ma'zerette bulunmayın, size aslâ inanmayacağız! Allah, sizin haberlerinizden bir kısmını gerçekten bize bildirmiştir. (Bundan sonraki) amelinizi Allah da görecek, Resûlü de! Sonra, gizli olanı ve görüneni hakkıyla bilen (Allah')a döndürüleceksiniz; artık (O da) size, yapmakta olduğunuzu haber verecektir!”(1)*
Ömer Nasuhi Bilmen Meali
Onlara döndüğünüz zaman size mazeret beyan edeceklerdir. De ki: «Mazerette bulunmayınız, elbette size inanmayacağızdır. Muhakkak ki, Allah Teâlâ sizin bir kısım hallerinizden bizi haberdar buyurdu ve sizin amellerinizi Allah Teâlâ ve Peygamberi görecektir. Sonra gizliyi de, âşikâreyi de bilene döndürüleceksiniz. Artık o da neler yapmış olduklarını size haber verecektir.»
Suat Yıldırım Meali
Savaş dönüşü kendileriyle karşılaşınca, katılmamaları hakkında mazeretler, bahaneler ileri sürerler. De ki: “Boşuna özür dilemeyin, zira size inanmayacağız. Çünkü sizin aleyhimizde çevirdiğiniz hilelerden bir kısmını Allah bize bildirdi. Bundan böyle de, yapacağınız her şeyi Allah da, Resulü de görüp değerlendirecek, daha sonra da, gizli olsun açık olsun, her şeyi bilen Allah'ın huzuruna götürüleceksiniz. O da bütün yaptıklarınızı bir bir önünüze koyacaktır. ”
Şaban Piriş Meali
Geri döndüğünüzde size özür beyan ederler. De ki: -Özür beyan etmeyin, size inanmayacağız. Allah haberlerinizi bize bildirmiştir. Allah da yaptıklarınızı görecektir, Resulü de. Sonra gaybı ve görünenleri bilene döndürüleceksiniz. O da size yaptıklarınızı haber verecektir.
İbni Kesir
Kendilerine döndüğünüz vakit de size özür beyan ederler. De ki: Özür dilemeyin. Size katiyyen inanmıyorum. Doğrusu Allah, bize haberlerinizi bildirmiştir. Allah da, Rasulü de amellerimizi görecektir. Sonra hepiniz, görüleni de görülmeyeni de bilene döndürüleceksiniz. O, size neler yaptığınızı haber verecektir.
Seyyid Kutub
Savaştan döndüğünüzde size özür dileyecekler. Onlara de ki: “Özür beyan etmeyin. Size asla inanmayacağız. Allah haberlerinizi bize bildirmiştir. Allah da, Peygamberi de işleyeceklerinizi görecektir. Sonunda, görülmeyeni ve görüneni bilen Allah’a geri çevrileceksiniz. O, işlediklerinizi size haber verecektir.”
Tefhim-ul Kuran
Onlara geri döndüğünüzde size özür belirttiler. De ki: «Özür belirtmeyiniz, size kesin olarak inanmıyoruz. Allah bize, sizin durumunuzu haber vermiştir. Yaptıklarınızı Allah görecektir, O'nun Resulü de. Sonra gaybı da, müşahede edilebileni de bilene döndürüleceksiniz ve O, yapmakta olduklarınızı size haber verecektir.»
Yusuf Ali (English)
They will present their excuses to you when ye return to them. Say thou: "Present no excuses: we shall not believe you: Allah hath already informed us of the true state of matters concerning you: It is your actions that Allah and His Messenger will observe: in the end will ye be brought back to Him Who knoweth what is hidden and what is open: then will He show you the truth of all that ye did."
M. Pickthall (English)
They will make excuse to you (Muslims) when ye return unto them. Say: Make no excuse, for we shall not believe you. Allah hath told us tidings of you. Allah and His messenger will see your conduct, and then ye will be brought back unto Him Who knoweth the invisible as well as the visible, and He will tell you what ye used to do.