Abdullah Parlıyan Meali
Firavun ve onun seçkin çevresi, kendilerine kötülük yapar korkusuyla, başkaları geri dururken, kavminden az bir kısmı Musa'ya inandı. Çünkü Firavun, o ülkede gerçekten nüfuz ve iktidar sahibiydi; ve üstelik ölçüsüz ve acımasız biriydi.
Ahmet Varol Meali
Firavun ve adamlarının kendilerine kötülük etmeleri korkusuyla, kavminden Musa'ya, bir genç takımdan başka iman eden olmadı. Şüphesiz Firavun yeryüzünde iyice büyüklenmişti ve o çok aşırı gidenlerdendi.
Ali Bulaç Meali
Sonunda Musa'ya kendi kavminin bir zürriyetinden (gençlerinden) başka -Firavun ve önde gelen çevresinin kendilerini belalara çarptırmaları korkusuylaiman eden olmadı. Çünkü Firavun, gerçekten yeryüzünde büyüklenen bir zorba ve gerçekten ölçüyü taşıranlardandı.
Diyanet İşleri Meali (Eski)
Firavun ve erkanının kendilerine fenalık yapmasından korktuklarından, milletinin bir kısım gençleri dışında, kimse Musa'ya inanmamıştı, çünkü Firavun o yerde hakimdi. O, gerçekten aşırı gidenlerdendi.
Diyanet İşleri Meali (Yeni)
Firavun ve ileri gelenlerinin kötülük yapmaları korkusu ile kavminin küçük bir bölümünden başkası Mûsâ’ya iman etmedi. Çünkü Firavun, o yerde zorba bir kişi idi. O, gerçekten aşırı gidenlerdendi.
Diyanet Vakfı Meali
Firavun ve kavminin kendilerine işkence etmesinden korkuya düştükleri için kavminden bir gurup gençten başka kimse Musa’ya iman etmedi. Çünkü Firavun yeryüzünde ululuk taslayan (bir diktatör) ve haddi aşanlardan idi.*
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Firavun ve adamlarının kendilerini belaya uğratacağı korkusundan dolayı Musa'ya kendi kavminin bir oymağından başka kimse iman etmedi. Çünkü orada Firavun çok üstün idi ve o kesinlikle aşırı giden taşkınlardandı.
Elmalılı Meali (Orjinal)
Hasılı Fir'avn ve cem'ıyyetinin belâsı korkusundan ibtîdâ Musâya kavminin bir zürriyetinden başka iyman eden olmadı, çünkü Fir'avn o yerde çok üstün idi ve çok aşırı giden müsriflerden idi
Hasan Basri Çantay Meali
Neticede (ve bidâyetde) Musâya kavminin bir zürriyyetinden başkası — Fir'avn ile elebaşlarının kendilerine açacağı belâdan korkusuna — îman etmedi. Çünkü Fir'avn o yerde (Mısırda) cidden gaalibdi ve cidden aşırı gidenlerdendi.
Hayrat Neşriyat Meali
Buna rağmen Fir'avun'un ve ileri gelenlerinin, kendilerini fitneye (işkenceye)atmasından korktukları için Mûsâ'ya, kavminin (genç) bir tâifesinden başkası îmân etmedi. Çünki Fir'avun yeryüzünde çok büyüklenen (bir zorba) idi. Ve doğrusu o, gerçekten(haddi aşarak) isrâf edenlerdendi.
Ömer Nasuhi Bilmen Meali
Artık Mûsa'ya imân etmedi, ancak kavminden bir zürriyet kendilerinin Fir'avun'dan ve onların cemaatinden bir belaya uğrayacaklarından korkar oldukları halde imân etmiş oldular. Fir'avun ise muhakkak ki, o yerde yüksek idi ve şüphe yok ki, o haddi tecavüz edenlerden idi.
Suat Yıldırım Meali
Hasılı, başlangıçta Mûsâ'ya, kendi kavminden, genç bir kuşaktan başka iman eden olmadı. Kavmi, Firavun'un ve ileri elen yetkililerinin, kendilerine işkence edeceklerinden korkuyorlardı. Çünkü Firavun o ülkede son derece despot ve çok aşırı gidenlerdendi.
Şaban Piriş Meali
Firavun ve çevresindekilerin işkence yapmasından korkmalarından dolayı kavminden Musa'ya çok küçük bir grubun dışında inanan olmadı. Çünkü Firavun o yerde hakimdi ve O, aşırı gidenlerdendi.
İbni Kesir
Firavun ve erkanının kendilerine fenalık yapmasından korktuklarından, kavminin bir kısım gençleri dışında kimse Musa'ya iman etmedi. Çünkü Firavun, yeryüzünde çok ululanan ve gerçekten aşırı gidenlerdendi.
Seyyid Kutub
Musa'ya soydaşlarının sadece bir bölüm gençleri inanmıştı. Bunlar da hem Firavun'dan ve hem de ileri gelen soydaşlarından kaynaklanan işkence korkularına rağmen inanmışlardı. Çünkü Firavun yeryüzünde koyu bir diktatörlük kurmuş, iyice azıtmıştı.
Tefhim-ul Kuran
Sonunda Musa'ya kendi kavminin bir zürriyetinden (gençlerinden) başka -Firavun ve önde gelen çevresinin kendilerini belalara çarptırmaları korkusuyla- iman eden olmadı. Çünkü Firavun, gerçekten yeryüzünde büyüklenen bir zorba ve gerçekten ölçüyü taşıranlardandı.
Yusuf Ali (English)
But none believed in Moses except some children of his People,(1466) because of the fear of Pharaoh and his chiefs, lest they should persecute them; and certainly Pharaoh was mighty on the earth and one who transgressed all bounds.*
M. Pickthall (English)
But none trusted Moses, save some scions of his people, (and they were) in fear of Pharaoh and their chiefs, that they would persecute them. Lo! Pharaoh was verily a tyrant in the land, and Lo! he verily was of the wanton.