İbrahim Suresi - 22. ayet
Abdullah Parlıyan Meali
Ve herşey olup bittikten sonra, şeytan der ki: “Allah size, sözün en doğrusunu söyledi. Ben de size söz verdim, ama sizi hep yüzüstü bıraktım yine de, benim sizin üzerinizde hiçbir baskım, gücüm, kuvvetim yoktu. Sizi sadece çağırıyordum, siz de bu çağrıya icabet ediyordunuz. Bunun içindir ki, beni suçlamayın, yalnızca kendinizi suçlayın. Ne ben sizin imdadınıza yetişecek durumdayım, ne de siz benim imdadıma yetişebilecek kimselersiniz. Sizin önceden, beni Allah'a ortak koşmanızı da ben kabul etmiyordum, reddediyordum. Doğrusu tüm varoluş gayesi dışında davrananlara, can yakıcı bir azap vardır.”
Ahmet Varol Meali
İş olup bitince şeytan der ki: "Şüphesiz Allah size gerçek olanı vaad etti. Ben de vaad ettim. Ama ben vaadimden döndüm. Zaten ben sizin üstünüzde bir nüfuza sahip değildim. Sadece ben sizi çağırdım siz de çağrıma uydunuz. O halde beni kınamayın kendi kendinizi kınayın. Artık ben sizi kurtaramam, siz de beni kurtaramazsınız. Daha önce beni (Allah'a) ortak koşmanızı da tanımamıştım zaten. Gerçekten zalimler için pek acıklı bir azap vardır."
Ali Bulaç Meali
İş hükme bağlanıp-bitince, şeytan der ki: 'Doğrusu, Allah, size gerçek olan va'di va'detti, ben de size vaadde bulundum, fakat size yalan söyledim. Benim size karşı zorlayıcı bir gücüm yoktu, yalnızca sizi çağırdım, siz de bana icabet ettiniz. Öyleyse beni kınamayın, siz kendinizi kınayın. Ben sizi kurtacak değilim, siz de beni kurtacak değilsiniz. Doğrusu daha önce beni ortak koşmanızı da tanımamıştım. Gerçek şu ki, zalimlere acı bir azab vardır.'
Diyanet İşleri Meali (Eski)
İş olup bitince, şeytan: "Doğrusu Allah size gerçeği söz vermişti. Ben de size söz verdim ama, sonra caydım; esasen sizi zorlayacak bir nüfuzum yoktu; sadece çağırdım, siz de geldiniz. O halde, beni değil kendinizi kınayın. Artık ben sizi kurtaramam,siz de beni kurtaramazsınız. Beni Allah'a ortak koşmanızı daha önce kabul etmemiştim; doğrusu zalimlere can yakan bir azap vardır" der.
Diyanet İşleri Meali (Yeni)
İş bitirilince şeytan da diyecek ki: “Şüphesiz Allah, size gerçek olanı söz verdi. Ben de size söz verdim ama yalancı çıktım. Zaten benim sizi zorlayacak bir gücüm yoktu. Ben sadece sizi çağırdım, siz de hemen bana geliverdiniz. O hâlde beni kınamayın, kendinizi kınayın. Artık ben sizi kurtaramam, siz de beni kurtaramazsınız. Şüphesiz ben, daha önce sizin, beni Allah’a ortak koşmanızı kabul etmemiştim. Şüphesiz, zalimlere elem dolu bir azap vardır.”
Diyanet Vakfı Meali
(Hesapları görülüp) iş bitirilince, şeytan diyecek ki: «Şüphesiz Allah size gerçek olanı vâdetti, ben de size vâdettim ama, size yalancı çıktım. Zaten benim size karşı bir gücüm yoktu. Ben, sadece sizi (inkâra) çağırdım, siz de benim davetime hemen koştunuz. O halde beni yermeyin, kendinizi yerin. Ne ben sizi kurtarabilirim, ne de siz beni kurtarabilirsiniz! Kuşkusuz daha önce ben, beni (Allah'a) ortak koşmanızı reddettim.» Şüphesiz zalimler için elem verici bir azap vardır.
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
İş bitince şeytan onlara şöyle diyecek: "Şüphesiz ki Allah size gerçek olanı vaad etti, ben de size vaad ettim, ama sonra caydım! Zaten benim size karşı bir gücüm yoktu. Ancak ben sizi (küfür ve isyana) çağırdım, siz de geldiniz. O halde beni kınamayın, kendi kendinizi kınayın! Ne ben sizi kurtarabilirim, ne de siz beni kurtarabilirsiniz! Ben, önceden beni Allah'a ortak koşmanızı da kabul etmemiştim." Doğrusu zalimler için acı bir azab vardır!
Elmalılı Meali (Orjinal)
İş bitince Şeytan da der ki: doğrusu Allah size hak va'di va'd buyurdu, ben de bir va'd yaptım size yalan çıktım, maamafih benim size karşı bir sültam yoktu, ancak sizi da'vet ettim siz de bana icabet eylediniz, o halde beni levmetmeyiniz nefislerinizi levmediniz, ben sizi kurtaramam, siz de beni kurtaramazsınız, ben sizin bundan evvel beni şerik koşmanızı tanıdımadım, her halde zalimlerin hakkı elîm bir azâbdır
Hasan Basri Çantay Meali
İş olub bitince şeytan der ki: «Şübhesiz Allah size sözün doğrusunu söyledi. Ben de size va'd etdim amma, size yalancı çıkdım. Zâten benim, sizin üzerinizde hiç bir hükmüm, nüfuzum da yokdu. Yalınız ben sizi çağırdım, siz de bana hemen icabet etdiniz. O halde kusuru bana yüklemeyin. Kendinizi kınayın. Ne ben sizi kurtarabilirim, ne de siz beni kurtarabilirsiniz. Esasen beni evvelce (Allaha) ortak tutmanızı da muhakkak tanımamışdım ya! Zaalimlerin, (evet) onların hakkı elbette pek acıklı bir azâbdır».
Hayrat Neşriyat Meali
Nihâyet (hesabları görülüp) iş(leri) bitirilince şeytan (onlara) şöyle der: “Muhakkak ki Allah, size gerçek bir va'd ile söz verdi; (ben de) size va'd ettim; fakat size sözümde durmadım. Bununla berâber benim için sizin üzerinize (zorlayacak) bir güç yoktu;(1) sizi sâdece çağırdım (siz de) hemen (ve hiç sonunu düşünmeden) bana uydunuz. Öyle ise beni kınamayın; bil'akis kendinizi kınayın! (Bugün artık) ne ben sizin kurtarıcınızım, ne de siz benim kurtarıcımsınız! Daha önce (dünyada iken) beni (Allah'a) ortak koşmanızı doğrusu ben (bu gün) inkâr ettim.” Şübhesiz ki o zâlimler yok mu, onlar için (pek) elemli bir azab vardır.*
Ömer Nasuhi Bilmen Meali
Ve iş hükme iktiran edince şeytan der ki: «Şüphesiz Allah size hak bir vaad ile vaadetmişti. Ben de size vaadetmiştim, sonra size vaadimden caydım. Ve benim için sizin üzerinize bir tahakküm yoktur. Ben sizi ancak dâvet ettim, siz de bana hemen icabet ettiniz. Artık beni kınamayınız, kendi nefislerinizi kınayınız. Ve ben sizi kurtarıcı değilim, siz de beni kurtarıcı değilsiniz. Şüphe yok ki beni evvelce şerik koşmanızı ben inkar etmiş oldum. Muhakkaktır ki, zalimler için pek acı bir azap vardır.»
Suat Yıldırım Meali
Hesaplar görülüp iş tamamlanınca Şeytan onlara şöyle diyecek: “Allah size doğru vaadde bulundu. Ben de size bir şeyler vaad ettim, ama sözümden caydım. Doğrusu, benim size istediğimi yaptıracak bir gücüm yoktu. Sadece ben sizi dâvet ettim, siz de çağrımı kabul ettiniz. O halde beni ayıplamayın, kendi kendinizi kınayın. Ne ben sizi kurtarabilirim, ne de siz beni kurtarabilirsiniz. Ben, sizin daha önce beni Allah'a şerik yapmanızı da reddetmiştim. ” Elbette, böyle zalimlerin hakkı gayet acı bir azaptır. [4, 120; 59, 16]*
Şaban Piriş Meali
İş olup bitince, şeytan: - Allah, size gerçeği vaadetmişti. Ben de size vaadettim, sonra caydım; sizi zorlayacak bir gücüm yoktu; sadece çağırdım, siz de geldiniz. Öyleyse, beni değil kendinizi kınayın. Artık ben sizi kurtaramam, siz de beni kurtaramazsınız. Beni ortak koşmanızı daha önce kabul etmemiştim; doğrusu zalimlere can yakan bir azap vardır, der.
İbni Kesir
İş olup bitince; şeytan dedi ki: Gerçekten Allah, size sözün doğrusunu söylemişti. Ben de size söz verdim, ama caydım. Sizi zorlayacak hiç bir gücüm de yoktu. Yalnız ben sizi çağırdım, siz de geldiniz. O halde beni kınamayın, kendinizi kınayın. Artık ben sizi kurtaramam, siz de beni kurtaramazsınız. Esasen daha önce, beni Allah'a ortak koşmanızı kabul etmemiştim. Doğrusu zalimlere elim bir azab vardır.
Seyyid Kutub
Herkese ilişkin hüküm verilip iş işten geçtikten sonra şeytan, cehennemliklere der ki; «Hiç kuşkusuz Allah'ın size yönelik vaadi doğru idi, ben ise size verdiğim sözü yerine getirmedim. Benim size yönelik, somut bir yaptırım gücüm yoktu, sadece sizi yoluma çağırdım, siz de çağrıma uyuverdiniz. O halde beni suçlamayınız, kendinizi suçlayınız, şimdi ne ben sizi kurtarabilirim, ne de siz beni kurtarabilirsiniz. Aslında vaktiyle beni Allah'a ortak koşmanızı da onaylamış değildim. Hiç kuşkusuz zalimler, acıklı bir azap çekeceklerdir.
Tefhim-ul Kuran
İş hükme bağlanıp bitince, şeytan der ki: «Doğrusu Allah, size gerçek olan va'di va'detti, ben de size vaadde bulundum, fakat size yalan söyledim. Benim size karşı zorlayıcı bir gücüm yoktu, yalnızca sizi çağırdım, siz de bana icabet ettiniz. Öyleyse beni kınamayın, siz kendinizi kınayın. Ben sizi kurtaracak değilim, siz de beni kurtaracak değilsiniz. Doğrusu daha önce beni ortak koşmanızı da tanımamıştım. Gerçek şu ki, zalimlere acıklı bir azab vardır.»
Yusuf Ali (English)
And Satan will say when the matter is decided:(1897) "It was Allah Who gave you a promise of Truth: I too promised, but I failed in my promise to you. I had no authority over you except to call you but ye listened to me: then reproach not me, but reproach your own souls. I cannot listen to your cries, nor can ye listen to mine. I reject(1898) your former act in associating me with Allah. For wrong-doers there must be a grievous penalty."*
M. Pickthall (English)
And Satan saith, when the matter hath been decided: Lo! Allah promised you a promise of truth; and I promised you, then failed you. And I had no power over you save that I called unto you and ye obeyed me. So blame me not, but blame yourselves. I cannot help you, nor can ye help me. Lo! I disbelieved in that which ye before ascribed to me. Lo! for wrong doers is a painful doom.