Abdullah Parlıyan Meali
Ve yine de ki: “Değişmeyen gerçek geldi, sahte ve tutarsız olan amaçsız ve anlamsız olan herşey de yıkılıp gitti. Zaten sahte ve tutarsız olan, er geç yıkılıp gitmek zorundadır.”
Ahmet Varol Meali
De ki: "Hak geldi batıl yok oldu. Şüphesiz batıl yok olucudur."
Ali Bulaç Meali
De ki: 'Hak geldi, batıl yok oldu. Hiç şüphesiz batıl yok olucudur.'
Diyanet İşleri Meali (Eski)
De ki: "Hak geldi, batıl ortadan kalkmaya mahkumdur."
Diyanet İşleri Meali (Yeni)
De ki: “Hak geldi, batıl yok oldu. Şüphesiz batıl, yok olmaya mahkûmdur.”
Diyanet Vakfı Meali
Yine de ki: Hak geldi; bâtıl yıkılıp gitti. Zaten bâtıl yıkılmaya mahkumdur.
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
(Ey Muhammed!) De ki: "Hak geldi, batıl yok oldu. Elbette batıl yok olmaya mahkumdur."
Elmalılı Meali (Orjinal)
Ve de ki: hak geldi bâtıl zevale erdi hakıkaten bâtıl pek zavallıdır
Hasan Basri Çantay Meali
De ki: «Hak geldi, baatıl zeval buldu. Şübhesiz ki baatıl dâim zeval bulucudur».
Hayrat Neşriyat Meali
Yine de ki: “Hak geldi, bâtıl zâil oldu! Şübhesiz ki bâtıl, yok olmaya mahkûmdur.”
Ömer Nasuhi Bilmen Meali
Ve de ki: «Hak geldi ve bâtıl müzmahil oldu. Şüphe yok ki, bâtıl muzmahil olmuştur.»
Suat Yıldırım Meali
De ki: “Hak geldi, batıl yıkılıp gitti. Çünkü batıl, yok olmaya mahkûmdur. ” [21, 18]
Şaban Piriş Meali
Deki, “Hak geldi, batıl yıkıldı. Zaten batıl yıkılmaya mahkumdur.”
İbni Kesir
De ki: Hak geldi, batıl yıkıldı. Muhakkak batıl zaten yıkılacaktı.
Seyyid Kutub
De ki; «Hak geldi, batıl yokoldu. Zaten batıl yokolmaya mahkumdur.»
Tefhim-ul Kuran
De ki: «Hak geldi, batıl yok oldu; hiç şüphesiz batıl yok olucudur.»
Yusuf Ali (English)
And say: "Truth has (now) arrived, and Falsehood perished: for Falsehood is (by its nature) bound to perish."(2281)*
M. Pickthall (English)
And say: Truth hath come and falsehood hath vanished away. Lo! falsehood is ever bound to vanish.