Abdullah Parlıyan Meali
Biz de bunun üzerine mağarada, onların kulaklarını nice yıllar sağırlaştırdık, yıllarca hiç birşey duymadılar.
Ahmet Varol Meali
Bunun üzerine mağarada nice yıllar onları ağır bir uykuya daldırdık.
Ali Bulaç Meali
Böylelikle mağarada yıllar yılı kulaklarına vurduk (derin bir uyku verdik).
Diyanet İşleri Meali (Eski)
11,12. Mağaranın içinde onları yıllarca uyuttuk; sonra, iki taraftan hangisinin bekledikleri sonucu iyi hesaplamış olduğunu belirtmek için onları uyandırdık.*
Diyanet İşleri Meali (Yeni)
Bunun üzerine biz de nice yıllar onların kulaklarını (dış dünyaya) kapattık (Onları uyuttuk).
Diyanet Vakfı Meali
Bunun üzerine biz de o mağarada onların kulaklarına nice yıllar perde koyduk (uykuya daldırdık.)
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Bunun üzerine biz de kulaklarını tıkayarak mağarada onları yıllarca uyuttuk.
Elmalılı Meali (Orjinal)
Bunun üzerine müteaddin seneler kehifte kulakları üzerine vurduk
Hasan Basri Çantay Meali
Bunun üzerine biz nice yıllar mağarada onların kulaklarına (perde) vurduk.
Hayrat Neşriyat Meali
Bunun üzerine o mağarada kulaklarına nice yıllar (perde) vurduk (uykuya daldırdık).
Ömer Nasuhi Bilmen Meali
Bunu müteakip onları kulakları üzerine mağarada senelerce (perde) vurmuş olduk.
Suat Yıldırım Meali
Bunun üzerine mağarada onları uykuya daldırdık. Nice yıllar öylece kaldılar.
Şaban Piriş Meali
11,12. -Mağarada onları yıllarca uyuttuk. sonra iki gruptan hangisinin bekledikleri sonucu daha İyi hesaplamış olduğunu belirtmek için onları kaldırdık.
İbni Kesir
Bunun üzerine yıllarca mağarada onların kulaklarına perde vurduk.
Seyyid Kutub
Bunun üzerine onları mağarada yıllarca uykuya yatırdık.
Tefhim-ul Kuran
Böylelikle mağarada yıllar yılı onların kulaklarına (ağır bir uyku) vurduk.
Yusuf Ali (English)
Then We draw (a veil)(2339) over their ears, for a number of years, in the Cave, (so that they heard not):*
M. Pickthall (English)
Then We sealed up their hearing in the Cave for a number of years.