Abdullah Parlıyan Meali
Ve bu sayede, O da yaptığı her işte, doğru ve meşru araçlara başvurdu.
Ahmet Varol Meali
O da bir yol tuttu.
Ali Bulaç Meali
O da, bir yol tuttu.
Diyanet İşleri Meali (Eski)
O da bir yol tuttu.
Diyanet İşleri Meali (Yeni)
O da (Batı’ya gitmek istedi ve) bir yol tuttu.
Diyanet Vakfı Meali
O da bir yol tutup gitti.
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Derken o da bu yollardan birini tutup gitti.
Elmalılı Meali (Orjinal)
Derken bir sebebi ta'kıb etti
Hasan Basri Çantay Meali
Oda (batıya doğru) bir yol tutdu.
Hayrat Neşriyat Meali
Böylece (o da) bir sebeb (batıya doğru, bir yol) ta'kib etti.
Ömer Nasuhi Bilmen Meali
Artık o, bir yol takibe başladı.
Suat Yıldırım Meali
84, 85. Biz ona dünyada geniş imkânlar verdik ve onun ihtiyaç duyduğu her konuda sebep ve vasıtalar ihsan ettik. O da batıya doğru bir yol tuttu.
Şaban Piriş Meali
O da bir yol tuttu.
İbni Kesir
O da bir yol tuttu.
Seyyid Kutub
O da bir sebebe sarılarak yola koyuldu.
Tefhim-ul Kuran
O da, bir yol tutmuş oldu.
Yusuf Ali (English)
One (such) way he followed,
M. Pickthall (English)
And he followed a road