Abdullah Parlıyan Meali
Ve böylece set inşa edilmiş oldu. Öyle ki, artık onların düşmanları, ne onu aşabildiler, ne de onda gedik açabildiler.
Ahmet Varol Meali
Böylece onlar (Ye'cuc ve Me'cuc) ne onu aşmaya ne de delmeye güç yetirebildiler.
Ali Bulaç Meali
Böylelikle, ne onu aşabildiler, ne onu delmeye güç yetirebildiler.
Diyanet İşleri Meali (Eski)
Artık Yecüc ve Mecüc onu ne aşabildiler ve ne de delip geçebildiler.
Diyanet İşleri Meali (Yeni)
Artık onu ne aşabildiler, ne de delebildiler.
Diyanet Vakfı Meali
Bu sebeple onu ne aşmaya muktedir oldular ne de onu delebildiler.
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Artık Ye'cuc ve Me'cuc bu seti ne aşabildiler ne de delebildiler.
Elmalılı Meali (Orjinal)
Artık onu ne aşabilirler ne de delebilirler
Hasan Basri Çantay Meali
Artık onu aşmıya da güc yetiremediler, onu delmiye de muktedir olamadılar.
Hayrat Neşriyat Meali
Artık (Ye'cüc ve Me'cüc) onu ne aşmaya güç yetirebildiler! Ne de onu delmeye tâkatleri yetti!
Ömer Nasuhi Bilmen Meali
Artık ne onun üstüne çıkmaya kâdir oldular ve ne de onun için delik açmaya güçleri yetti.
Suat Yıldırım Meali
Artık o Ye'cüc ve Me'cüc'ün, ne seddi aşmaya, ne de onda delik açmaya güçleri yetmedi.
Şaban Piriş Meali
Artık, seddi aşmaya güçleri yetmedi ve delip geçmediler.
İbni Kesir
Onlar; artık onu, ne aşabildiler, ne de delip geçebildiler.
Seyyid Kutub
Ye'cuc ile Me'cuc, bu setin ne üzerinden aşabildiler ve ne de bir yerinde delik açabildiler.
Tefhim-ul Kuran
Böylelikle, ne onu aşabildiler, ne de onu delmeye güç yetirebildiler.
Yusuf Ali (English)
Thus were they made powerless to scale it or to dig through it.(2443)*
M. Pickthall (English)
And (Gog and Magog) were not able to surmount, nor could they pierce (it).