Abdullah Parlıyan Meali
Biz O'nu, pek yüce bir konuma yükseltmiştik.
Ahmet Varol Meali
Biz onu yüce bir yere yükselttik.
Ali Bulaç Meali
Biz onu yüce bir mekan (makam)a yükseltmiştik.
Diyanet İşleri Meali (Eski)
Biz onu yüce bir yere yükselttik.
Diyanet İşleri Meali (Yeni)
Onu yüce bir makama yükselttik.
Diyanet Vakfı Meali
Onu üstün bir makama yücelttik. *
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Biz onu yüce bir yere yükselttik.
Elmalılı Meali (Orjinal)
Ve biz onu yüksek bir mekâna ref'ettik
Hasan Basri Çantay Meali
Biz onu pek yüce bir yere yükseltdik.
Hayrat Neşriyat Meali
Ve (biz) onu yüce bir makama yükselttik.(1)*
Ömer Nasuhi Bilmen Meali
Ve onu yüksek bir makama kaldırdık.
Suat Yıldırım Meali
Biz onu üstün bir makama yücelttik. *
Şaban Piriş Meali
Biz onu üstün bir mevkiye yükseltmiştik.
İbni Kesir
Onu yüce bir yere yükselttik.
Seyyid Kutub
Onu yüce bir konuma çıkarmıştık.
Tefhim-ul Kuran
Biz onu yüce bir mekân (makam) a yükseltmiştik.
Yusuf Ali (English)
And We raised him to a lofty station.
M. Pickthall (English)
And We raised him to high station.