Abdullah Parlıyan Meali
Öyleyse onların üzerine, azabın gelivermesi için acele etme. Biz onların günlerini ve nefeslerini tek tek sayıyoruz.
Ahmet Varol Meali
Onlar hakkında acele etme. Biz onların (günlerini) sayıyoruz.
Ali Bulaç Meali
Onlara karşı acele davranma; biz onlar için ancak saydıkça sayıyoruz.
Diyanet İşleri Meali (Eski)
Öyleyse onların acele yok olmalarını isteme. Biz onların günlerini saydıkça sayıyoruz.
Diyanet İşleri Meali (Yeni)
Ey Muhammed! Şu hâlde, onların azaba uğramalarını istemekte acele etme. Biz onlar için ancak (takdir ettiğimiz günleri) sayıp durmaktayız.
Diyanet Vakfı Meali
Öyle ise onlar hakkında acele etme. Biz onlar için (günlerini) teker teker sayıyoruz.
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Öyleyse onların hemen azaba uğratılmalarını isteme. Biz onların (ecel) günlerini sayıyoruz.
Elmalılı Meali (Orjinal)
Aleyhlerinde acele etme, biz onlar için ancak bir sayı sayıyoruz
Hasan Basri Çantay Meali
Binâen'aleyh sen onlara karşı (azâb istemekde) acele etme. Biz ancak onların (günlerini ve nefeslerini) sayıyoruz.
Hayrat Neşriyat Meali
Öyle ise onlar hakkında acele etme! (Biz) onlar için (günlerini ve nefeslerini) birer birer sayıyoruz.
Ömer Nasuhi Bilmen Meali
Artık onların üzerine acelede bulunma. Muhakkak ki, Biz onlar için bir sayı sayıyoruz.
Suat Yıldırım Meali
O halde onlar hakkında acele etme! Biz onların günlerini saymaktayız. [14, 42; 86, 17; 3, 178; 31, 24]
Şaban Piriş Meali
-O halde, onlar için acele etme. Biz onların günlerini sayıp duruyoruz.
İbni Kesir
Şu halde sen, onlara karşı acele etme. Biz, onların günlerini saydıkça sayıyoruz.
Seyyid Kutub
Onların bir an önce yok edilmelerini isteme. Biz onların yaptıklarını ve alıp verdikleri nefesleri tek tek sayıyoruz.
Tefhim-ul Kuran
Onlara karşı acele davranma; biz onlar için ancak saydıkça saymaktayız.
Yusuf Ali (English)
So make no haste against them, for We but count out to them a (limited) number (of days).
M. Pickthall (English)
So make no haste against them (O Muhammad). We do but number unto them a sum (of days).