Abdullah Parlıyan Meali
Çünkü sen o cennette ne aç kalırsın, ne de çıplak.
Ahmet Varol Meali
Şüphesiz sen orada acıkmayacak ve çıplak kalmayacaksın.
Ali Bulaç Meali
Şüphesiz, senin acıkmaman ve çıplak kalmaman orda (cennette kalmana bağlı)dır.'
Diyanet İşleri Meali (Eski)
117,118,119. "Ey Adem! Doğrusu bu, senin ve eşinin düşmanıdır. Sakın sizi cennetten çıkarmasın, yoksa bedbaht olursun. Doğrusu cennette ne acıkırsın, ne de çıplak kalırsın; orada ne susarsın ne de güneşin sıcağında kalırsın" dedik.
Diyanet İşleri Meali (Yeni)
“Şüphesiz senin için orada aç kalmak, çıplak kalmak yoktur.”
Diyanet Vakfı Meali
Şimdi burada senin için ne acıkmak vardır, ne de çıplak kalmak.
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
"Doğrusu senin acıkmaman ve çıplak kalmaman (ancak) cennettedir. "
Elmalılı Meali (Orjinal)
Çünkü senin acıkmaman, çıplak kalmaman oradadır
Hasan Basri Çantay Meali
«Çünkü senin acıkmaman, çıplak kalmaman hep oradadır».
Hayrat Neşriyat Meali
“Doğrusu senin burada ne acıkman, ne de çıplak kalman vardır.”
Ömer Nasuhi Bilmen Meali
«Muhakkak ki, senin için orada acıkmak da yoktur, çıplak kalmak da yoktur.»
Suat Yıldırım Meali
118, 119. “Sen cennette asla açlık çekmeyecek, asla çıplak kalmayacaksın. Orada asla susuzluk çekmeyecek ve güneşin kavurucu sıcağına mâruz kalmayacaksın.
Şaban Piriş Meali
Oysa cennette ne acıkırsın ne de açık kalırsın.
İbni Kesir
Zira cennette ne acıkırsın, ne de çıplak kalırsın.
Seyyid Kutub
Şimdi cennette acıkmayacaksın, çıplak kalmayacaksın.
Tefhim-ul Kuran
Şüphesiz ki, senin acıkmaman ve çıplak kalmaman orda (cennette kalmana bağlı) dır.»
Yusuf Ali (English)
"There is therein (enough provision) for thee not to go hungry(2642) nor to go naked,*
M. Pickthall (English)
It is (vouchsafed) unto thee that thou hungerest not therein nor art naked,