Abdullah Parlıyan Meali
Her birine uyarıcı dersler de vermiştik, ama bunlara aldırış etmeyince, hepsini yerle bir ettik.
Ahmet Varol Meali
Her biri için örnekler verdik. (Öğüt almayınca da) hepsini kırıp geçirdik.
Ali Bulaç Meali
Biz (onlardan) her birine örnekler verdik ve her birini darmadağın edip mahvettik.
Diyanet İşleri Meali (Eski)
Her birine misaller vermiştik ama, dinlemedikleri için hepsini kırdık geçirdik.
Diyanet İşleri Meali (Yeni)
Bunların her birine misaller getirdik, (öğüt almadıkları için) hepsini kırıp geçirdik.
Diyanet Vakfı Meali
Onların her birine (uymaları için) misaller getirdik; (ama öğüt almadıkları için) hepsini kırdık geçirdik. *
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Onların herbirine misaller getirdik; (ama ögüt almadıkları için) hepsini kırdık geçirdik.
Elmalılı Meali (Orjinal)
Ki her birine nasıyhat olarak emsal anlatmıştık ve her birini mahv-ü perişan ettik de ettik
Hasan Basri Çantay Meali
Biz (onlardan) her birine (geçmişlerden) misâller irâd etdik. (Fakat peygamberlerini tekzîb etdikleri için) hepsini tam bir helak ile imhaa eyledik.
Hayrat Neşriyat Meali
Her birine (îkaz edici) misâller getirdik. (Fakat dinlemedikleri için) hepsini tamâmen kırıp geçirdik.
Ömer Nasuhi Bilmen Meali
Ve bütün onların kendileri için misaller irâd ettik ve hepsini de kırdık geçirdik.
Suat Yıldırım Meali
Onların her birine uymaları geçmişlerden misaller verdik. Ama öğütleri tutmadıkları için hepsini kırıp geçirdik.
Şaban Piriş Meali
Bunlardan her birine örnekler göstermiş ve hepsini de baştan başa kırıp geçirmiştik.
İbni Kesir
Her birine misaller vermiştik. Ama hepsini kırdık geçirdik.
Seyyid Kutub
Hepsine bir çok uyarıcı örnekler gösterdik. Sonra da hepsini kökten yokettik.
Tefhim-ul Kuran
Biz (onlardan) her birine örnekler verdik ve her birini darmadağın edip mahvettik.
Yusuf Ali (English)
To each one We set forth Parables and examples; and each one We broke to utter annihilation (for their sins).
M. Pickthall (English)
Each (of them) We warned by examples, and each (of them) We brought to utter ruin.