Abdullah Parlıyan Meali
Gerçek şu ki biz, bütün bu tabiat olaylarını insanların gözü önünde, türlü türlü şekillerde tekrar ettik ki, belki ders alıp akıllarında tutarlar. Ama insanların çoğu inat edip dayattılar ve nankörlükten vazgeçmediler.
Ahmet Varol Meali
Andolsun ki öğüt alsınlar diye onu aralarında dağıttık. [6] Ancak insanların çoğu nankörlükten başka bir şeye yanaşmadılar.*
Ali Bulaç Meali
Andolsun bunu, onların arasında öğüt alıp-düşünsünler diye çeşitli biçimlerde açıkladık. Ama insanların çoğu nankörlük edip ayak direttiler.
Diyanet İşleri Meali (Eski)
And olsun ki öğüt almaları için ülkeler arasında yer yer türlü türlü yağmur yağdırmışızdır. Buna rağmen insanların çoğu nankörlükte direnmiştir.
Diyanet İşleri Meali (Yeni)
Andolsun, biz bunu insanlar arasında, düşünüp ibret alsınlar diye tekrar tekrar açıkladık. Fakat insanların çoğu nankörlükte direttiler.
Diyanet Vakfı Meali
Andolsun bunu, insanların öğüt almaları için, aralarında çeşitli şekillerde anlatmışızdır; ama insanların çoğu ille nankörlük edip diretmiştir. *
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Andolsun bunu, insanların öğüt almaları için, aralarında çeşit çeşit şekillerde anlatmışızdır; ama insanların çoğu ille nankörlük edip diretmiştir.
Elmalılı Meali (Orjinal)
Celâlım hakkı için onu aranızda evirip çevirmekteyiz düşünsünler ıbret alsınlar diye yine de nâsın ekserîsi dayatmakta nankörlükten başkasına yanaşmamakta
Hasan Basri Çantay Meali
Andolsun bunu, (insanların) ibret almaları için, aralarında çeşid çeşid suretlerde anlatmışızdır (yahud bu suyu evirib çevirmişizdir). Fakat insanların çoğu, ille nankörlük olmak üzere, dayardılar (inâdlarından dönmediler).
Hayrat Neşriyat Meali
Celâlim hakkı için, ibret alsınlar diye bunu aralarında çeşitli şekillerde açıkladık;(1)fakat insanların çoğu nankörlükten başka bir şeye yanaşmamaktadır.*
Ömer Nasuhi Bilmen Meali
Zât-ı akdesim hakkı için onu (o yağmur nîmetini) tefekkür etsinler için aralarında türlü türlü sûretlerde bulundurmaktayız. Halbuki nâsın ekserisi ancak nankörlükte bulunmuştur.
Suat Yıldırım Meali
Bu gerçeği, insanların iyice düşünmeleri için Biz, farklı üsluplarla anlatsak da onların çoğu nankörlükten başka bir şey yapmıyorlar. *
Şaban Piriş Meali
Düşünsünler, öğüt alsınlar diye, onu aralarında evirip çevirdik. Yine de insanların çoğu nankörlükten vazgeçmez.
İbni Kesir
Andolsun ki; düşünüp ibret alsınlar diye onu aralarında evirip çevirmekteyiz. Buna rağmen insanların çoğu nankörlükte direnmişlerdir.
Seyyid Kutub
İnsanlar düşünüp ders alsınlar diye biz bu gerçeği onlara çeşitli şekillerde anlattık. Fakat onların çoğu ısrarla nankörlüklerini sürdürdüler.
Tefhim-ul Kuran
Andolsun bunu, onların arasında öğüt alıp düşünsünler diye çeşitli biçimlerde açıkladık. Ama insanların çoğu nankörlük edip ayak direttiler.
Yusuf Ali (English)
And We have distributed the (water) amongst them, in order(3107) that they may celebrate (our) praises, but(3108) most men are averse (to aught) but (rank) ingratitude.*
M. Pickthall (English)
And verily We have repeated it among them that they may remember, but most of mankind begrudge aught save in gratitude.