Abdullah Parlıyan Meali
Bununla birlikte ey peygamber! Biz seni yalnızca müjdeci ve uyarıcı olarak gönderdik.
Ahmet Varol Meali
Biz seni ancak müjdeleyici ve uyarıcı olarak gönderdik.
Ali Bulaç Meali
Biz seni yalnızca bir müjdeci ve uyarıp-korkutucu olarak gönderdik.
Diyanet İşleri Meali (Eski)
Biz seni sadece müjdeci ve uyarıcı olarak gönderdik.
Diyanet İşleri Meali (Yeni)
Biz, seni ancak bir müjdeci ve bir uyarıcı olarak gönderdik.
Diyanet Vakfı Meali
(Resûlüm!) Biz seni ancak müjdeleyici ve uyarıcı olarak gönderdik.
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
(Halbuki) biz seni ancak müjdeci ve uyarıcı olarak gönderdik.
Elmalılı Meali (Orjinal)
Halbuki seni mahzâ bir mübeşşir ve nezîr olarak gönderdik
Hasan Basri Çantay Meali
Biz seni (müminlerin) bir müjdeci (si), (kâfirlerin) bir korkutucu (su) olmakdan başka (bir sıfatla) göndermedik.
Hayrat Neşriyat Meali
(Ey Resûlüm!) Seni ancak bir müjdeleyici ve bir korkutucu olarak gönderdik.
Ömer Nasuhi Bilmen Meali
Biz seni göndermedik, ancak bir müjdeleyici ve bir korkutucu olarak (gönderdik).
Suat Yıldırım Meali
Biz seni sadece müjdeleyici ve uyarıcı olarak gönderdik.
Şaban Piriş Meali
Biz, seni ancak müjdeci ve uyarıcı olarak gönderdik.
İbni Kesir
Biz; seni, sadece bir müjdeci ve uyarıcı olarak gönderdik.
Seyyid Kutub
Ey Muhammed, biz seni sırf müjdeleyici ve uyarıcı olarak gönderdik.
Tefhim-ul Kuran
Biz seni yalnızca bir müjde verici ve uyarıp korkutucu olarak gönderdik.
Yusuf Ali (English)
But thee We only sent to give glad tidings and admonition.
M. Pickthall (English)
And We have sent thee (O Muhammad) only as a bearer of good tidings and a warner.