Abdullah Parlıyan Meali
Eğer biz dileseydik, gökten onları zorla imana getirecek bir ayet ve alamet indirirdik de, onun karşısında hemen ona baş eğerler ve inanırlardı.
Ahmet Varol Meali
Dilersek onların üzerlerine gökten bir mucize indiririz de boyunları ona eğilir kalır.
Ali Bulaç Meali
Dilersek, onların üzerine gökten bir ayet (mucize) indiririz de, ona boyunları eğilmiş kalıverir.
Diyanet İşleri Meali (Eski)
Biz dilesek onlara gökten bir mucize indiririz de ona boyun eğip kalırlar.
Diyanet İşleri Meali (Yeni)
Biz dilesek, onlara gökten bir mucize indiririz de, ona boyun eğmek zorunda kalırlar.
Diyanet Vakfı Meali
Biz dilesek, onların üzerine gökten bir mucize indiririz de, ona boyunları eğilip kalır.
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Biz dilersek onların üzerlerine gökten bir âyet (mucize) indiririz de, ona boyunları eğilekalır.
Elmalılı Meali (Orjinal)
Dilersek üzerlerine Semadan bir âyet indiriveririz de ona boyunları eğile kalır
Hasan Basri Çantay Meali
Eğer dilersek biz onların tepesine gökden bir âyet indiriveririz de ona boyunları eğilekalır.
Hayrat Neşriyat Meali
Dilesek, onlara gökten bir mu'cize indiririz de boyunları ona eğilip kalanlar (olarak inanmaya mecbûr) olurlar.
Ömer Nasuhi Bilmen Meali
Eğer dileyecek olsak üzerlerine gökten bir âyet indiririz de artık ona boyunları eğili kalmış olurlar.
Suat Yıldırım Meali
Eğer dileseydik onlara gökten öyle bir mûcize indirirdik ki, onun karşısında ister istemez boyun bükerlerdi. *
Şaban Piriş Meali
Dilersek, üzerlerine gökten bir işaret indiririz de boyunları öne eğilip kalır.
İbni Kesir
Dilersek, onlara gökten bir ayet indiririz de ona boyunları eğik kalır.
Seyyid Kutub
Eğer dilesek onlara gökten bir mucize indiririz de karşısında boyunları eğik kalır.
Tefhim-ul Kuran
Dilersek, onların üzerine gökten bir ayet (mucize) indiririz de, ona boyunları eğilmiş kalıverir.
Yusuf Ali (English)
If (such) were Our Will,(3140) We could send down to them from the sky a Sign, to which they would bend their necks in humility.*
M. Pickthall (English)
If We will, We can send down on them from the sky a portent so that their necks would remain bowed before it.