Abdullah Parlıyan Meali
Bunun üzerine Musa, asâsını yere bıraktı, bir de ne görsünler, her haliyle koskoca bir ejderha.
Ahmet Varol Meali
Bunun üzerine (Musa) asasını attı ve bir anda apaçık bir yılan oluverdi.
Ali Bulaç Meali
Bunun üzerine asasını bırakıverdi, bir de (ne görsünler) o, açıkça bir ejderha oluverdi.
Diyanet İşleri Meali (Eski)
Bunun üzerine Musa değneğini attı, besbelli bir yılan oluverdi.
Diyanet İşleri Meali (Yeni)
Bunun üzerine Mûsâ, asasını attı, bir de ne görsünler, asa açıkça kocaman bir yılan olmuş.
Diyanet Vakfı Meali
Bunun üzerine Musa asâsını atıverdi; bir de ne görsünler, asâ apaçık koca bir yılan (oluvermiş)!
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Bunun üzerine Musa asâsını bırakıverdi; apaçık bir ejderha oluverdi.
Elmalılı Meali (Orjinal)
Bunun üzerine Asasını bırakıverdi, ap açık bir ejderha kesiliverdi
Hasan Basri Çantay Meali
Bunun üzerine (Muusâ) asaasını bırakıverdi. Birde (ne görsünler) o, apaçık bir ejderha!
Hayrat Neşriyat Meali
Bunun üzerine (Mûsâ) asâsını (yere) bıraktı; bir de baktılar ki o, apaçık bir ejderhâdır!
Ömer Nasuhi Bilmen Meali
Bunun üzerine asasını bırakıverdi, o hemen bir apaçık ejderha kesildi.
Suat Yıldırım Meali
Bunun üzerine Mûsa asâsını yere attı. Bir de ne görsünler: Değnek her haliyle tam bir ejderha oluvermiş! [27, 12; 28, 32]
Şaban Piriş Meali
Bunun üzerine Musa asasını atmış ve o da hemen apaçık bir yılan oluvermişti.
İbni Kesir
Bunun üzerine o asasını attı, bir de ne görsün; apaçık bir ejderhadır.
Seyyid Kutub
Bunun üzerine Musa elindeki değneği yere attı, değnek o anda sahici bir yılan oluverdi.
Tefhim-ul Kuran
Bunun üzerine asasını bırakıverdi, bir de (ne görsünler) o, açıkça bir ejderha oluverdi.
Yusuf Ali (English)
So (Moses) threw his rod, and behold, it was a serpent, plain (for all to see)!
M. Pickthall (English)
Then he Sung down his staff and it became a serpent manifest,