- Bazı alimler şirkte cehaletin mazeret olabileceğini söylemektedirler bu Tevbe 6'ya aykırı değil mi?
"Ve eğer müşriklerden biri senden korunma isterse Allah’ın sözünü duymasına fırsat vermek için onu koruma altına al; sonra onu kendi güvenlik bölgesine ulaştır. Bu uygulama onların bilmeyen bir topluluk olmalarından dolayıdır."
- Burada Rabbimiz bu kişileri müşrikler olarak vasfettikten sonra onların "bilmeyen bir topluluk" olduğunu söylüyor. Buna göre cehalet mazeret olmamış olmuyor mu?
- Haşa Allah'ın mazur görmediğini mazur görmüş olmaz mı bunun aksini diyenler?

Değerli kardeşimiz

İslam’ın önemli prensiplerinden biri de “Teklif-i ma la yutakı  = İnsan gücünü aşan konularda sorumluluğu yüklemeyi kabul etmemesidir”

Buna göre insanın cehaletinin mazeret sayılıp sayılmayacağı yerlerin tespiti için bu yerlerin bu konunun bu cehaletin farklılığını tespit ve ispat etmek gerekir. Mesela:

a) Günde beş vakit namazın farz olduğunu bilmediğini iddia eden kimsenin bu cehalet iddiası kabul edilmez. Zira bu konu her Müslümanın -namaz kılsın kılmasın- çok iyi bildiği bir husustur.

b) Bu sebeple 15 yıldan beri Müslümanlar arasında yaşayan bir kimsenin “namaz oruç hac zekatın farz olduğunu; faiz içki hırsızlık cinayet işlemenin haramlığını" bilmemesinin mazereti olmaz. Fakat iki gün önce Müslüman olmuş bir insanın bu tarz bir iddiası kabul edilebilir. Zira burada cehalet olabilir ve gerçek cehalet ise bir mazerettir.

c)Fetret dönemindeki yani İslamiyet’ten hiç haberi olmayan kâfirlerin alimlerin büyük çoğunluğuna göre hiç ceza çekmeme mazereti de söz konusu cehaletten başkası değildir.

d) Cehalet örgüsünün mazeret olup olmayacağını bu minval üzerindeki nakşını dokumaya çalışırsanız meseleyi hikmet bazında çözersiniz.

Selam ve dua ile...
İslami Destek Sitesi