Şu’arâ Suresi - 200. ayet
Abdullah Parlıyan Meali
Biz küfrü onların kalbine öylesine soktuk, veya biz Kur'ân'ı onların kalplerine öyle soktuk, yani kendi dilleriyle indirdik, manasını çok iyi anladılar.
Ahmet Varol Meali
Biz onu suçluların kalplerine işte böyle soktuk.
Ali Bulaç Meali
Biz onu, suçlu-günahkarların kalbine işte böyle işlettik.
Diyanet İşleri Meali (Eski)
200,201,202. Suçluların kalblerine Kuran'ı böylece sokarız da, can yakıcı azabı görmedikçe ona inanmazlar. Bu azap onlara haberleri olmadan geliverecektir.
Diyanet İşleri Meali (Yeni)
İşte böylece biz onu (Kur’an’ı) suçluların kalbine soktuk.[402]*
Diyanet Vakfı Meali
200, 201. Onu günahkârların kalplerine böyle soktuk. Onun için, acıklı azabı görünceye kadar ona iman etmezler. *
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
200,201. Böylece onu günahkarların kalplerine soktuk. (okuyup anladılar, ama yine de) acıklı azabı görünceye kadar ona iman etmezler.
Elmalılı Meali (Orjinal)
Biz onu mücrimlerin kalblerine öyle sokmuşuzdur.
Hasan Basri Çantay Meali
Biz (küfrü) o günahkârların kalbine Öyle bir sokduk ki,
Hayrat Neşriyat Meali
İşte onu (o küfrü) günahkârların kalblerine (yalanlamalarındaki inadları sebebiyle) böyle sokmuşuzdur.
Ömer Nasuhi Bilmen Meali
İşte öylece onu (küfrü) günahkârların kalplerine sokmuşuzdur.
Suat Yıldırım Meali
200, 201. İşte aynen bunun gibi, Biz o yalanlamayı suçlu kâfirlerin kalplerine öyle bir soktuk ki, o can yakıcı azaba girmedikçe ona iman etmezler.
Şaban Piriş Meali
İşte böylece onu suçluların kalbine sokarız da..
İbni Kesir
İşte böylece onu suçluların kalbine sokarız.
Seyyid Kutub
Böylece inanmamayı ağır suçluların kalplerine aşıladık.
Tefhim-ul Kuran
Biz onu, suçlu günahkârların kalbine işte böyle geçirip yürüttük.
Yusuf Ali (English)
Thus have We caused it to enter the hearts of the Sinners.(3229)*
M. Pickthall (English)
Thus do We make it traverse the hearts of the guilty.