Abdullah Parlıyan Meali
O gün onlara, bütün bahane kapıları kapanacak ve birbirlerine de, herhangi birşey soramayacaklar.
Ahmet Varol Meali
O gün artık haberler onlara kör olmuştur. [6] Birbirlerine de bir şey soramazlar.*
Ali Bulaç Meali
Artık o gün, haberler onlar için körelmiştir; birbirlerine de soramazlar.
Diyanet İşleri Meali (Eski)
O gün, haberlere karşı körleşirler, verilecek cevapları kalmaz; birbirlerine de soramazlar.
Diyanet İşleri Meali (Yeni)
O gün onlara karşı bütün haberler kapanmıştır. Artık birbirlerine de soramazlar.
Diyanet Vakfı Meali
İşte o gün onlara bütün haberler körleşmiştir (delilleri tükenmiş, söyleyecek sözleri kalmamıştır); onlar birbirlerine de soramayacaklardır.
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
İşte o gün onlara bütün haberler kapkaranlık olmuştur; onlar birbirlerine de soramayacaklardır.
Elmalılı Meali (Orjinal)
Artık o gün onlara bütün haberler kör olmuştur, o vakıt onlar artık birbirlerine de soruşmazlar
Hasan Basri Çantay Meali
Artık o gün onlara karşı haberler kör olmuşdur. Artık yekdiğerine de (bir şey) soramazlar.
Hayrat Neşriyat Meali
İşte o gün haberler onlara körleşmiş (gizli kalmış)tır; artık onlar birbirlerine (de birşey) soramazlar.
Ömer Nasuhi Bilmen Meali
Artık o gün haberler onlara karşı kör (hâfi) kesilmiş olacaktır. Onlar birbirine de soruşmazlar.
Suat Yıldırım Meali
Birden dünyaları kararır, bir tek kelime ile olsun cevap veremezler; birbirlerine soracak halleri de kalmaz.
Şaban Piriş Meali
O gün, bütün duyuları körleşir; birbirleriyle bile konuşamazlar.
İbni Kesir
Ama o gün, onlara karşı bütün haberler kör olmuştur. Birbirlerine de soramazlar.
Seyyid Kutub
O gün haberlere karşı körleşirler, verilecek cevapları kalmaz, birbirlerine de soramazlar.
Tefhim-ul Kuran
Artık o gün, haberler onlar için körelmiştir; onlar birbirlerine de soramazlar.
Yusuf Ali (English)
Then the (whole) story that Day will seem obscure to them(3396) (like light to the blind) and they will not be able (even) to question each other.*
M. Pickthall (English)
On that day (all) tidings will be dimmed for them, nor will they ask one of another,