Abdullah Parlıyan Meali
Onlar bu dünya hayatının, yalnız görünen tarafını tanırlar, ahiretten ise tamamen habersizdirler.
Ahmet Varol Meali
Onlar dünya hayatından sadece dış görünüşü bilirler. Ahiretten ise habersizdirler.
Ali Bulaç Meali
Onlar, dünya hayatından (yalnızca) dışta olanı (zahiri) bilirler. Ahiretten ise gafil olanlardır.
Diyanet İşleri Meali (Eski)
Onlar, dünya hayatının görülen kısmını bilirler. Onlar, ahiretten habersizdirler.
Diyanet İşleri Meali (Yeni)
Onlar dünya hayatının ancak dış yönünü bilirler. Ahiret konusunda ise tamamen gaflettedirler.
Diyanet Vakfı Meali
Onlar, dünya hayatının görünen yüzünü bilirler. Ahiretten ise, onlar tamamen gafildirler.
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Onlar, sadece bu dünya hayatının dış yüzünü bilirler. Ahiretten ise onlar hep gafildirler.
Elmalılı Meali (Orjinal)
Bir zâhir bilirler Dünya hayattan, Âhıretten ise hep gafildirler
Hasan Basri Çantay Meali
Onlar (bu) dünyâ hayâtından (yalınız) bir dış (taraf) ı bilirler. Ahiretden ise onlar gaafillerin ta kendileridir.
Hayrat Neşriyat Meali
(Onlar) dünya hayâtından (yalnız) görünüşte olanı bilirler;(1) çünki onlar, âhiretten gafil olanların ta kendileridir.*
Ömer Nasuhi Bilmen Meali
Dünya hayatından bir âşikâre olanı bilirler. Ahiretten ise gafiIler olanlar onlardır, onlar.
Suat Yıldırım Meali
Bildikleri, sadece dünya hayatının dış görünüşüdür; ama âhiretten habersiz, gafildirler.
Şaban Piriş Meali
Onlar, dünya hayatının görünüşünü bilirler. Onlar, ahiretten gafil kimselerdir.
İbni Kesir
Onlar dünya hayatının yalnız dış yüzünü bilirler. Ve onlar ahiretten ise gafillerdir.
Seyyid Kutub
Onlar dünya hayatının görülen kısmını bilirler. Ahiretten ise habersizdirler.
Tefhim-ul Kuran
Onlar, dünya hayatından (yalnızca) dışta olanı bilirler. Ahiretten ise gafil olanlardır.
Yusuf Ali (English)
They know but the outer(3511) (things) in the life of this world: but of the End of things(3512) they are heedless.*
M. Pickthall (English)
They know only some appearance of the life of the world, and are heedless of the Hereafter.