Abdullah Parlıyan Meali
Biz yeryüzüne en yakın gökleri, yıldızların güzelliğiyle süsledik.
Ahmet Varol Meali
Şüphesiz biz en yakın göğü bir süsle, yıldızlarla süsledik.
Ali Bulaç Meali
Şüphesiz biz dünya göğünü 'çekici bir süsle', yıldızlarla süsleyip-donattık.
Diyanet İşleri Meali (Eski)
Şüphesiz Biz, yakın göğü bir süsle, yıldızlarla süsledik.
Diyanet İşleri Meali (Yeni)
Biz, en yakın göğü zinetlerle, yıldızlarla donattık.
Diyanet Vakfı Meali
Biz yakın göğü, bir süsle, yıldızlarla süsledik.
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Gerçekten biz dünya göğünü (o yakın göğü) bir zinetle, yıldızlarla süsledik.
Elmalılı Meali (Orjinal)
Bakınız biz o Dünya Semayı (o yakın Göğü) bir ziynetle donattık: kevakib
Hasan Basri Çantay Meali
Hakîkat biz (size) en yakın göğü bir zînetle, yıldızlarla (donatıp) süsledik.
Hayrat Neşriyat Meali
Şübhesiz ki biz, en yakın göğü (dünya semâsını) bir ziynetle, yıldızlarla süsledik.
Ömer Nasuhi Bilmen Meali
Muhakkak ki, Biz yakın olan göğü ziynet ile yıldızlar ile bezedik.
Suat Yıldırım Meali
Biz yere en yakın semayı yıldızlarla süsledik. [67, 5; 15, 16-18]*
Şaban Piriş Meali
Biz, en yakın göğü yıldızlarla süsledik.
İbni Kesir
Doğrusu Biz; dünya göğünü bir süsle, yıldızlarla süsledik.
Seyyid Kutub
Bize en yakın göğü, bir süsle ve yıldızlarla süsledik.
Tefhim-ul Kuran
Hiç şüphesiz, biz dünya göğünü 'çekici bir süsle', yıldızlarla süsleyip donattık.
Yusuf Ali (English)
We have indeed decked the lower heaven(4035) with beauty (in) the stars,-(4036)*
M. Pickthall (English)
Lo! We have adorned the lowest heaven with an ornament, the planets: