Abdullah Parlıyan Meali
Belki de sen, bu muhteşem kudreti inkâr etmelerine şaşıp kaldın. Halbuki onlar seninle ve Kur'ân'la alay ediyorlar.
Ahmet Varol Meali
Hayır, sen (bu yaratışa) hayret ettin; onlarsa alay ediyorlar.
Ali Bulaç Meali
Hayır, sen (bu muhteşem yaratışa ve onların inkarına) şaşırdın kaldın; onlar ise alay edip duruyorlar.
Diyanet İşleri Meali (Eski)
Evet; sen onlara şaşıyorsun, onlar da seni alaya alıyorlar.
Diyanet İşleri Meali (Yeni)
Hayır, sen (onların hâline) şaştın, onlar ise alay ediyorlar.
Diyanet Vakfı Meali
Hayır, sen şaşıyorsun. Halbuki onlar alay ediyorlar.
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Fakat sen onlara şaşıyorsun, ama onlar (seninle) eğleniyorlar.
Elmalılı Meali (Orjinal)
Fakat sen taaccüb ettin onlar eğleniyorlar
Hasan Basri Çantay Meali
Belki sen (Habîbim) teaccüb etdin. Onlar da (bu teaccübünden dolayı) eğlenirler,
Hayrat Neşriyat Meali
(Ey Habîbim!) Bil'akis (sen, onların bu kadar delillere rağmen inkâr etmelerine)hayret ettin, hâlbuki (onlar senin anlattıklarınla) alay ediyorlar.
Ömer Nasuhi Bilmen Meali
Evet. Sen taaccüp ettin. Onlar ise istihzâda bulunurlar.
Suat Yıldırım Meali
Ne var ki sen onların haşri inkâr etmelerine şaşırıyorsun, onlar ise seninle alay ederler.
Şaban Piriş Meali
Belki sen buna hayret ediyorsun, onlar da alay ediyorlar.
İbni Kesir
Hayır, sen; şaşırıp kaldın, onlarsa alay edip duruyorlar.
Seyyid Kutub
Ey Muhammed! Evet; sen onlara şaşıyorsun, onlar da seninle alay ediyorlar.
Tefhim-ul Kuran
Hayır, sen (bu muhteşem yaratışa ve onların inkarına) şaşırdın kaldın; onlar ise alay edip duruyorlar.
Yusuf Ali (English)
Truly dost thou marvel,(4042) while they ridicule,*
M. Pickthall (English)
Nay, but thou dost marvel when they mock