Abdullah Parlıyan Meali
Bana derdi ki: “Sen de mi Allah'tan, peygamberlerden gelenleri doğrulayanlardansın?”
Ahmet Varol Meali
Derdi ki: "Gerçekten sen doğrulayanlardan mısın?
Ali Bulaç Meali
'Derdi ki: Sen de gerçekten (dirilişi) doğrulayanlardan mısın?'
Diyanet İşleri Meali (Eski)
51,52,53. İçlerinden biri şöyle der: "Benim bir dostum vardı, bana: 'Sen de mi, ölüp toprak ve kemik olduğumuz zaman dirilerek ceza göreceğimizi tasdik edenlerdensin?' derdi."
Diyanet İşleri Meali (Yeni)
“Sen de tekrar dirilmeyi tasdik edenlerden misin?” derdi.
Diyanet Vakfı Meali
52, 53. Derdi ki: Sen de (dirilmeye) inananlardan mısın? Biz ölüp kemik, sonra da toprak haline geldiğimiz zaman (diriltilip) cezalanacak mıyız?
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Derdi ki: "Sen gerçekten inananlardan mısın?"
Elmalılı Meali (Orjinal)
Derdi: sen cidden inananlardan mısın?
Hasan Basri Çantay Meali
(Bana:) «Gerçek sen de (tekrar dirilmiye) kat'î inananlardan mısın?» derdi.
Hayrat Neşriyat Meali
“(Bana:) 'Gerçekten sen, (dirilmeyi) tasdîk edenlerden misin?' derdi.”
Ömer Nasuhi Bilmen Meali
Derdi ki: «Sen de hakikaten tasdik edenlerden misin?»
Suat Yıldırım Meali
51, 52, 53. Derken biri der ki: “Sahi, benim de yakın bir arkadaşım vardı. Yanıma gelir, iğneli iğneli “Sen de mi, derdi, bu masala inananlar arasında yer alıyorsun? Yani biz ölüp çürümüş kemik, toz toprak haline geldikten sonra, biz mi dirilip hesap vereceğiz, buna da inanılır mı? ”
Şaban Piriş Meali
Bana derdi ki:-Sen gerçekten tasdik mi ediyorsun?
İbni Kesir
Derdi ki: Sen de mi tasdik edenlerdensin?
Seyyid Kutub
Bana «Sende mi doğrulayanlardansın?»
Tefhim-ul Kuran
«Der ki: -Sen de gerçekten (dirilişi) doğrulayanlardan mısın?»
Yusuf Ali (English)
"Who used to say, ´what! art thou amongst those who bear witness to the Truth (of the Message)?
M. Pickthall (English)
Who used to say: Art thou in truth of those who put faith (in his words)?