Abdullah Parlıyan Meali
O putlara tapanlar, bayram yerinden dönüp gelince, puthanedeki manzarayı gördüler ve koşarak, O'na doğru geldiler ve yaptığı bu işten dolayı, O'nu suçladılar.
Ahmet Varol Meali
Bunun üzerine hemen koşarak kendisine geldiler.
Ali Bulaç Meali
Çok geçmeden (halkı) birbirine girmiş durumda kendisine yönelip geldiler.
Diyanet İşleri Meali (Eski)
Bunun üzerine putperestler koşarak ona geldiler.
Diyanet İşleri Meali (Yeni)
Kavmi (telaş içinde) koşarak ona doğru geldi.
Diyanet Vakfı Meali
(Putperestler) koşarak İbrahim'e geldiler. *
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Bunun üzerine birbirlerine girerek ona yürüdüler.
Elmalılı Meali (Orjinal)
Bunun üzerine birbirlerine girerek ona yöneldiler
Hasan Basri Çantay Meali
Derken (kavmi) koşarak onun önüne çıkdı (lar).
Hayrat Neşriyat Meali
Bunun üzerine (kavmi) koşarak ona yöneldiler.
Ömer Nasuhi Bilmen Meali
Bunun üzerine koşar oldukları halde ona yöneldiler.
Suat Yıldırım Meali
Bunu haber alan halk telaşla ve sür'atle onun yanına gittiler.
Şaban Piriş Meali
Bu sebeple hışımla onun yanına geldiler.
İbni Kesir
Bunun üzerine koşarak ona geldiler.
Seyyid Kutub
Bunun üzerine puta tapanlar koşarak İbrahim'in yanına geldiler.
Tefhim-ul Kuran
Çok geçmeden (halkı) birbirine girmiş durumda kendisine yönelip geldiler.
Yusuf Ali (English)
Then came (the worshippers) with hurried steps, and faced (him).
M. Pickthall (English)
And (his people) came toward him, hastening.