Sâffât Suresi - 106. ayet

Şüphe yok ki, bu apaçık bir sınamaydı.

Doğrusu bu apaçık bir imtihandı.

Doğrusu bu, apaçık bir imtihandı.

Doğrusu bu apaçık bir deneme idi.

“Şüphesiz bu apaçık bir imtihandır.”

103, 104, 105, 106. Her ikisi de teslim olup, onu alnı üzerine yatırınca: Ey İbrahim! Rüyayı gerçekleştirdin. Biz iyileri böyle mükâfatlandırırız. Bu, gerçekten, çok açık bir imtihandır, diye seslendik.

"Şüphesiz ki bu apaçık bir imtihandı." (dedik)

Şübhesiz ki bu açık bir ibtilâ, kat'î bir imtihan

Hakıykat, bu, apaçık ve kat'î bir imtihandı.

103,104,105,106. Böylece (ikisi de) teslîm olup (İbrâhîm) onu alnının bir tarafı (yere gelecek şekilde, yanı) üzerine yere yatırınca, artık ona: “Ey İbrâhîm! Hakikaten rüyâya sadâkat gösterdin! İşte biz iyilik edenleri böyle mükâfâtlandırırız. Şübhesiz ki bu, gerçekten apaçık bir imtihandır!” diye seslendik.

Şüphe yok ki bu, elbette apaçık bir imtihandır.

Bu, gerçekten pek büyük bir imtihandı. [53, 37]

Bu, elbette apaçık bir imtihandı.

Muhakkak ki bu, apaçık bir imtihandı.

Gerçekten bu apaçık bir imtihan idi.

Doğrusu bu, apaçık bir imtihandı.

For this was obviously a trial-

Lo! that verily was a clear test.