Sâffât Suresi - 145. ayet
Abdullah Parlıyan Meali
Ama balığın karnında bizi andı, tesbih etti biz de O'nu hasta bir halde, gölgesiz boş bir yere bıraktık.
Ahmet Varol Meali
Biz de onu, hasta bir halde çıplak boş bir alana attık.
Ali Bulaç Meali
Sonunda o hasta bir durumdayken çıplak bir yere (sahile) attık.
Diyanet İşleri Meali (Eski)
Halsiz bir halde iken kendisini sahile çıkardık.
Diyanet İşleri Meali (Yeni)
Derken biz onu hasta bir hâlde sahile attık.
Diyanet Vakfı Meali
Halsiz bir vaziyette kendisini dışarı çıkardık.
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Biz onu hasta bir halde bir alana çıkardık.
Elmalılı Meali (Orjinal)
Hemen biz onu alana attık hasta idi
Hasan Basri Çantay Meali
İşte biz onu, kendisi de hasta olarak, açık bir yere (çıkarıb) bırakdık.
Hayrat Neşriyat Meali
Bunun üzerine kendisi hasta bir hâlde iken onu (ağaçsız bir) alana attık.
Ömer Nasuhi Bilmen Meali
Artık O'nu kendisi hasta olduğu halde bir açık yere atıverdik.
Suat Yıldırım Meali
Derken Biz onu ağaçsız çıplak bir sahile attık, o bitkin bir halde idi.
Şaban Piriş Meali
Ama biz onu bitkin (hasta) olduğu halde bir yere çıkardık.
İbni Kesir
Rahatsız bir halde iken Biz, onu açıklık bir yere attık.
Seyyid Kutub
Biz de onu halsiz bir durumda ağaçsız çıplak bir yere attık.
Tefhim-ul Kuran
Sonunda o hasta bir durumdayken onu çıplak bir yere (sahile) attık.
Yusuf Ali (English)
But We cast him forth on the naked shore in a state of sickness,(4126)*
M. Pickthall (English)
Then We cast him on a desert shore while he was sick;