Abdullah Parlıyan Meali
Biz de buna karşılık O'nun saltanat ve otoritesini güçlendirdik ve kendisine peygamberlik, yüksek bilgi, hakkı batıldan ayırma, davaları çözme, açık ve güzel konuşma kabiliyeti vermiştik.
Ahmet Varol Meali
Onun hükümranlığını güçlendirmiştik. Ona hikmet ve açık, kesin hüküm verme kabiliyeti vermiştik.
Ali Bulaç Meali
Onun mülkünü güçlendirmiştik. Ona hikmet ve anlatım çarpıcılığını vermiştik.
Diyanet İşleri Meali (Eski)
Onun hükümranlığını kuvvetlendirmiştik. Ona hikmet ve kesin hüküm selahiyeti vermiştik.
Diyanet İşleri Meali (Yeni)
Biz Davud’un mülkünü güçlendirdik, ona hikmet ve hakla batılı ayıran söz (hüküm verme) yeteneği verdik.
Diyanet Vakfı Meali
Onun hükümranlığını kuvvetlendirmiş, ona hikmet ve güzel konuşma vermiştik. *
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Biz onun mülkünü kuvvetlendirmiş ve kendisine hikmet ve hakkı batıldan ayırt etme kabiliyeti vermiştik.
Elmalılı Meali (Orjinal)
Hem mülkünü kuvvetlendirmiştik, hem de kendisine hıkmet ve faslı hıtab vermiştik
Hasan Basri Çantay Meali
Onun mülkünü de kuvvetlendirdik. Ona hikmet ve fasl-ı Kitâb verdik.
Hayrat Neşriyat Meali
Ve onun saltanatını kuvvetlendirdik ve ona hikmet ve (hak ile bâtılı) ayırd edici konuşma (kabiliyeti) verdik.
Ömer Nasuhi Bilmen Meali
Ve O'nun mülkünü kuvvetlendirmiştik ve O'na hikmet ve fasl-ı hitap vermiş idik.
Suat Yıldırım Meali
Biz onun hakimiyetini güçlendirdik, ona hikmet, nübüvvet, isabetli karar verme ve meramını güzelce ifade etme kabiliyeti verdik.
Şaban Piriş Meali
Onun iktidarını güçlendirmiş, ona hikmet ve açık sözlülük vermiştik.
İbni Kesir
Onun mülkünü pekiştirmiş, kendisine hikmet ve kesin söz söyleme hakkı vermiştik.
Seyyid Kutub
O'nun hükümranlığını kuvvetlendirmiş, O'na hikmet ve açık, güzel konuşma yeteneği vermiştik.
Tefhim-ul Kuran
Onun mülkünü güçlendirmiştik. Ona hikmet ve anlatım çarpıcılığını vermiştik.
Yusuf Ali (English)
We strengthened his kingdom, and gave him wisdom and sound judgment(4170) in speech and decision.*
M. Pickthall (English)
We made his kingdom strong and gave him wisdom and decisive speech.