Abdullah Parlıyan Meali
Doğruyu getiren peygamber ve O'nu tasdik edip peşinden giden mü'minlere gelince, işte yollarını Allah ile bulanlar bunlardır.
Ahmet Varol Meali
Doğruyu getiren ve onu doğrulayana gelince işte onlar takva sahipleridir.
Ali Bulaç Meali
Doğruyu getiren ve doğrulayanlara gelince; işte onlar muttaki (takva sahibi) olanlardır.
Diyanet İşleri Meali (Eski)
Gerçeği getiren ve onu doğrulayanlar, işte onlar, Allah'a karşı gelmekten sakınmış olanlardır.
Diyanet İşleri Meali (Yeni)
Dosdoğru Kur’an’ı getiren ile onu tasdik edenler var ya, işte onlar Allah’a karşı gelmekten sakınanlardır.
Diyanet Vakfı Meali
Doğruyu getiren ve onu tasdik edenler var ya, işte kötülükten sakınanlar onlardır. *
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Doğruyu getiren ve onu tasdik edene gelince, işte onlar kötülükten korunan müttakilerdir.
Elmalılı Meali (Orjinal)
Doğruyu getiren ve onu tasdık eden ise işte onlar korunan müttekıyler
Hasan Basri Çantay Meali
Sıdk (-u hakıykat) ı getirene ve onu tasdıyk edenlere (mü'minlere) gelince: İşte onlar takvâye erenlerin ta kendileridir.
Hayrat Neşriyat Meali
Doğruyu getirene (peygambere) ve onu tasdîk edene gelince; işte onlar gerçekten takvâ sâhibleridir.
Ömer Nasuhi Bilmen Meali
O zât ki, doğruyu ve onu tasdik ettiler, işte muttakîler olan, onlardırlar.
Suat Yıldırım Meali
Ama, hak ve gerçeği getiren ve onu tasdik edenler var ya, işte her türlü fenalıktan korunanlar onlardır.
Şaban Piriş Meali
Doğru'yu getiren ve onu tasdik edenler ise, işte onlar korunanlardır.
İbni Kesir
Doğruyu getiren ve onu tasdik edenler; işte onlar muttakilerdir.
Seyyid Kutub
Gerçeği getirene ve onu doğrulayanlara gelince; «İşte takva sahipleri onlardır.»
Tefhim-ul Kuran
Doğruyu getiren ve doğrulayanlara gelince; işte onlar muttaki (takva sahibi) olanlardır.
Yusuf Ali (English)
And he who brings the Truth and he who confirms(4293) (and supports) it - such are the men who do right.*
M. Pickthall (English)
And whoso bringeth the truth and believeth therein Such are the dutiful.