Abdullah Parlıyan Meali
Derken onlardan azabı kaldırdık mı, sözlerinden dönüverdiler.
Ahmet Varol Meali
Fakat üzerlerinden azabı kaldırdığımızda hemen sözlerinden dönmeye başladılar.
Ali Bulaç Meali
Fakat onlardan azabı çekip-giderince, bir de görürsün ki onlar andlarını bozuyorlar.
Diyanet İşleri Meali (Eski)
Ama, azabı üzerlerinden kaldırdığımızda hemen sözlerinden döndüler.
Diyanet İşleri Meali (Yeni)
Fakat biz onlardan azabı kaldırınca bir de bakmışsın sözlerinden dönüyorlar.
Diyanet Vakfı Meali
Fakat biz onlardan azabı kaldırınca, sözlerinden dönüverdiler.
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Fakat azabı kendilerinden kaldırdığımız zaman hemen sözlerinden dönüverdiler.
Elmalılı Meali (Orjinal)
Bunun üzerine kendilerinden azâbı açtığımız vakıt da derhal cayıverdiler
Hasan Basri Çantay Meali
Fakat biz onlardan azâbı giderince bir de ne bakarsın: Onlar verdikleri sözü bozuyorlar bile!
Hayrat Neşriyat Meali
Fakat kendilerinden azâbı açıver(ip kaldır)ınca, onlar sözlerinden hemen döndüler.
Ömer Nasuhi Bilmen Meali
Vaktâ ki, onlardan o azabı açıverdik, o zaman onlar sözlerinden geri döner oldular.
Suat Yıldırım Meali
Fakat Biz, onlardan azabı giderince, hemen sözlerinden caydılar. [7, 133-135]
Şaban Piriş Meali
Onlardan azabı kaldırdığımız zaman da hemen sözlerini bozuyorlardı.
İbni Kesir
Azabı üzerlerinden kaldırınca, hemen sözlerinden caydılar.
Seyyid Kutub
Fakat biz onlardan azabı kaldırınca sözlerinden dönmeye başladılar.
Tefhim-ul Kuran
Fakat onlardan azabı çekip giderince, bir de görürsün ki onlar andlarını bozuyorlar.
Yusuf Ali (English)
But when We removed the Penalty from them, behold, they broke their word.
M. Pickthall (English)
But when We eased them of the torment, behold! they broke their word.