Abdullah Parlıyan Meali
Bu azap, onlar için hiç hafifletilmeyecek ve orada çaresizlik, ümitsizlik içinde kaybolup gidecekler.
Ahmet Varol Meali
Onlardan (azap) hafifletilmez ve onlar onun içinde ümitsizdirler.
Ali Bulaç Meali
Onlardan (azab) hafifletilmeyecek; orada umutlarını kaybetmiş kimselerdir.
Diyanet İşleri Meali (Eski)
Azaba hiç ara verilmez, onlar orada tamamen umutsuzdurlar.
Diyanet İşleri Meali (Yeni)
Azapları hafifletilmeyecektir. Onlar azap içinde ümitsizdirler.
Diyanet Vakfı Meali
74, 75. Şüphesiz suçlular cehennem azabında devamlı kalacaklar, azapları hafifletilmeyecektir. Onlar azap içinde kurtuluştan ümit kesmişlerdir. *
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Onların azâbı hafifletilmez ve onlar azab içersinde ümitsizdirler.
Elmalılı Meali (Orjinal)
Kendilerinden o azâb gevşetilmez ve onlar onun içinde her ümidi kesmişlerdir
Hasan Basri Çantay Meali
(Bu azâb) onlardan hafifletilmeyecek. Onlar bunun içinde ümidsiz susacaklardır.
Hayrat Neşriyat Meali
Kendilerinden (azab hiç) hafifletilmeyecektir ve onlar orada (o azâb içinde)ümidsizliğe düşmüş kimselerdir.
Ömer Nasuhi Bilmen Meali
Onlardan (bu azab) hafifletilmeyecektir ve onlar bunun içinde şiddetli bir ümitsizliğe düşmüş kimselerdir.
Suat Yıldırım Meali
Azapları hiç gevşetilmeyecek, orada bütün ümitlerini yitirmiş olarak kalacaklardır.
Şaban Piriş Meali
Onların azabına hiç ara verilmez ve onlar orada ümitsiz kalmışlardır.
İbni Kesir
Azablarına ara verilmeyecek ve orada tamamen ümitsiz kalacaklardır.
Seyyid Kutub
Kendilerinden azab hiç hafiflemeyecektir. Onlar azab içinde ümitsizdirler.
Tefhim-ul Kuran
Onlardan (azab) hafifletilmeyecek ve orada onlar umutlarını kaybetmiş kimselerdir.
Yusuf Ali (English)
Nowise will the (Punishment) be lightened for them, and in despair will they be there overwhelmed.
M. Pickthall (English)
It is not relaxed for them, and they despair therein.