Abdullah Parlıyan Meali
Yoksa onlar, son dini ve son peygamberi imha etmek için, işi sıkı mı tutuyorlar? Biz de işi sıkı tutup, o inkârcıları cezalandırmada kararlıyız.
Ahmet Varol Meali
Yoksa onlar kesin olarak bir işe mi karar verdiler? Biz de kesin kararlıyız.
Ali Bulaç Meali
Yoksa onlar, işi sıkı mı tuttular? İşte şüphesiz biz de işi sıkı tutanlarız.
Diyanet İşleri Meali (Eski)
Yoksa bir işe mi karar verdiler? Doğrusu Biz de kararlıyız.
Diyanet İşleri Meali (Yeni)
Yoksa (gerçeği kabul etmeme konusunda) bir işe kesin karar mı verdiler? Şüphesiz biz de (onları cezalandırmakta) kararlıyız.
Diyanet Vakfı Meali
Yoksa (müşrikler) bir işe kesin karar mı verdiler? Doğrusu biz de kararlıyız!
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Yoksa onlar hakka karşı gelmek için bir iş mi kararlaştırdılar? Biz de onları cezalandırmak için kararlıyız.
Elmalılı Meali (Orjinal)
İşi sıkı mı büktüler, fakat işte sıkı büken biziz
Hasan Basri Çantay Meali
Yoksa onlar işi sağlam mı tutmuşlar?! İşte biz de hakıykaten sağlam tutanlarız!
Hayrat Neşriyat Meali
Yoksa (müşrikler) bir işi (peygambere tuzak kurmayı) sıkı mı tuttular (karar mı verdiler)? Doğrusu biz de (cezâlarını vermeyi) sıkı tutanlarız.
Ömer Nasuhi Bilmen Meali
Yoksa bir işi sapsağlam mı tuttular? Artık şüphe yok ki, sapsağlam tutan Biz'leriz.
Suat Yıldırım Meali
Ey Resulüm! Onlar size hile kurmakta işi sağlama aldıklarını mı düşünüyorlar? İşte Biz de işi sağlam tutuyoruz.
Şaban Piriş Meali
-yoksa bir işe mi karar verdiler? Elbette Biz de kararlıyız.
İbni Kesir
Yoksa bir işe mi karar verdiler? Doğrusu Biz de kararlıyız.
Seyyid Kutub
Yoksa bir işe mi karar verdiler? Doğrusu Biz de kararlıyız.
Tefhim-ul Kuran
Yoksa onlar, işi sıkı mı tuttular? İşte şüphesiz biz de işi sıkı tutanlarız.
Yusuf Ali (English)
What! have they settled(4677) some plan (among themselves)? But it is We Who settle things.*
M. Pickthall (English)
Or do they determine any thing (against the Prophet)? Lo! We (also) are determining.