Abdullah Parlıyan Meali
bütün inkârcıları şiddetli bir hamle ile kuşatacağımız gün, sizden de intikamımızı mutlaka alacağız.
Ahmet Varol Meali
Ancak şiddetli bir yakalama ile yakaladığımız gün elbette biz intikam alırız.
Ali Bulaç Meali
Büyük bir şiddetle yakalayacağımız gün, elbette biz intikam alacağız.
Diyanet İşleri Meali (Eski)
Onları çarptıkça çarpacağımız gün öcümüzü şüphesiz alırız.
Diyanet İşleri Meali (Yeni)
Onları o en şiddetli yakalayışla yakalayacağımız günü hatırla. Şüphesiz biz öcümüzü alırız.
Diyanet Vakfı Meali
Fakat biz büyük bir şiddetle yakalayacağımız gün, kesinlikle intikamımızı alırız.
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Biz o büyük şiddetle çarptığımız gün mutlaka intikamımızı alırız.
Elmalılı Meali (Orjinal)
Amma o büyük satvetle sıkıvereceğimiz gün her halde biz intikam alacağız
Hasan Basri Çantay Meali
Çok büyük bir şiddet ve satvetle (kendilerini) çarpacağımız gün muhakkak ki biz (onlardan) intikaam alıcılarız.
Hayrat Neşriyat Meali
(Fakat) o pek büyük şiddetli tutuşla (kendilerini) yakalayacağımız gün, muhakkak biz, (onlardan) intikam alıcılarız.
Ömer Nasuhi Bilmen Meali
Pek şiddetli, satvetli bir tutuşla tutacağımız gün şüphe yok ki, Biz intikam alıcılarız.
Suat Yıldırım Meali
Ama o müthiş satvetle kendilerini yakalayacağımız gün, onlardan tam intikam alırız. [89, 21-24; 34, 51-54]
Şaban Piriş Meali
Büyük bir şiddetle yakalayacağımız gün, elbette intikam alacağız.
İbni Kesir
Onları çarptıkça çarpacağımız gün; şüphesiz intikam alırız.
Seyyid Kutub
O gün büyük bir şiddetle çarparız; zira Biz öç alıcıyız!
Tefhim-ul Kuran
Büyük bir şiddetle yakalayacağımız gün, elbette biz intikam alacağız.
Yusuf Ali (English)
One day We shall seize you with a mighty onslaught: We will indeed (then) exact Retribution!
M. Pickthall (English)
On the day when We shall seize them with the greater seizure (then), in truth We shall punish.