Abdullah Parlıyan Meali
İşte sizin şüphe edip durduğunuz gerçekten de bu idi.
Ahmet Varol Meali
"İşte bu hakkında şüpheye düştüğünüz şeydir.
Ali Bulaç Meali
'Gerçekten bu, sizin kuşkuya kapıldığınız şeydir.'
Diyanet İşleri Meali (Eski)
47,48,49,50. "Suçluyu yakalayın, cehennemin ortasına sürükleyin, sonra başına azap olarak kaynar su dökün" denir, sonra ona: "Tad bakalım, hani şerefli olan, değerli olan yalnız sendin. İşte bu, şüphelenip durduğunuz şeydir" denir.
Diyanet İşleri Meali (Yeni)
“İşte bu, şüphelenip durduğunuz şeydir!”
Diyanet Vakfı Meali
47, 48, 49, 50. (Allah zebânilere emreder): Tutun onu! Cehennemin ortasına sürükleyin! Sonra başına azap olarak kaynar su dökün! (ve deyin ki:) Tat bakalım. Hani sen kendince üstündün, şerefliydin! İşte bu, şüphelenip durduğunuz şeydir.
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
İşte sizin inkâr edip durduğunuz şey budur."
Elmalılı Meali (Orjinal)
İşte o sizin şekk ve mücadele edip durduğunuz bu
Hasan Basri Çantay Meali
«Şübhesiz ki bu, (hakkında) şübhe, ve mücâdele edib durduğunuz şeydir».
Hayrat Neşriyat Meali
“Şübhesiz bu (azab), hakkında şübhe edip durduğunuz şeydir!”
Ömer Nasuhi Bilmen Meali
«Şüphe yok ki, işte bu, kendisinde şekk eder olduğunuz şeydir.»
Suat Yıldırım Meali
47, 48, 49, 50. Allah Zebanîlere: “Tutun onu da, buyurur, cehennemin ta ortasına sürükleyin. Sonra da başının üstünden kaynar su dökün! ”ve deyin ki: “Tat bakalım! Hani üstündün, kudretliydin, asildin! ”İşte hakkında şüphe ve mücadele ettiğiniz o gerçek budur. [52, 13-15]
Şaban Piriş Meali
İşte bu sizin hakkında şüphe ettiğiniz şeydir.
İbni Kesir
İşte bu; doğrusu şüphelenip durduğunuz şeydir.
Seyyid Kutub
İşte o kuşkulanıp durduğunuz şey budur!
Tefhim-ul Kuran
«Gerçekten bu, sizin kuşkuya kapılmakta olduğunuz şeydir.»
Yusuf Ali (English)
"Truly this is what ye used to doubt!"(4724)*
M. Pickthall (English)
Lo! this is that whereof ye used to doubt.