Abdullah Parlıyan Meali
Gerçek şu ki, ey Muhammed! Biz seni Allah'ın birliğinin bir şahidi, müjdeci ve uyarıcı olarak gönderdik
Ahmet Varol Meali
Biz seni şahit, müjdeleyici ve uyarıcı olarak gönderdik.
Ali Bulaç Meali
Şüphesiz, biz seni bir şahid, bir müjde verici ve bir uyarıcı olarak gönderdik.
Diyanet İşleri Meali (Eski)
Doğrusu seni şahit, müjdeci ve uyarıcı olarak gönderdik. Ey insanlar, siz de Allah'a ve Peygamberine inanasınız, ona yardım edesiniz, O'na saygı gösteresiniz ve O'nu sabah akşam tesbih edesiniz.
Diyanet İşleri Meali (Yeni)
(Ey Muhammed!) Şüphesiz biz seni bir şâhit, bir müjdeci ve bir uyarıcı olarak gönderdik.
Diyanet Vakfı Meali
Şüphesiz biz seni, şahit, müjdeleyici ve uyarıcı olarak gönderdik.
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Şüphesiz biz seni, şâhit, müjdeleyici ve uyarıcı olarak gönderdik.
Elmalılı Meali (Orjinal)
Elhak biz seni hem bir şâhid gönderdik hem bir mübeşşir hem bir nezîr
Hasan Basri Çantay Meali
Hakîkat biz, seni bir şâhid, bir müjdeleyici, bir korkutucu olarak gönderdik,
Hayrat Neşriyat Meali
Şübhesiz ki biz seni, bir şâhid, bir müjdeleyici ve (aynı zamanda) bir korkutucu olarak gönderdik.
Ömer Nasuhi Bilmen Meali
Şüphe yok ki, Biz seni bir şahit ve bir müjdeci ve bir korkutucu olarak gönderdik.
Suat Yıldırım Meali
Muhakkak ki: Biz, seni bir şahit, bir müjdeci ve uyarıcı olarak gönderdik ki
Şaban Piriş Meali
-Biz seni, şahit, müjdeci ve uyarıcı olarak gönderdik
İbni Kesir
Muhakkak ki Biz; seni şahid, müjdeleyici ve uyarıcı olarak gönderdik;
Seyyid Kutub
Biz seni şahid, müjdeleyici ve uyarıcı olarak gönderdik.
Tefhim-ul Kuran
Şüphesiz, biz seni bir şahid, bir müjde verici ve bir uyarıcı korkutucu olarak gönderdik.
Yusuf Ali (English)
We have truly sent thee(4876) as a witness, as a bringer of Glad Tidings, and as a Warner:*
M. Pickthall (English)
Lo! We have sent thee (O Muhammad) as a witness and a bearer of good tidings and a warner,