Abdullah Parlıyan Meali
taşkın, coşkun ve dalgalanıp duran denize;
Ahmet Varol Meali
Tutuşturulmuş denize, [1]*
Ali Bulaç Meali
Kabarıp, tutuşan denize,
Diyanet İşleri Meali (Eski)
1,2,3,4,5,6,7,8. Tura, yayılmış ince deri üzerine satır satır dizilmiş Kitap'a, mamur bir ev olan Kabe'ye, yükseltilmiş tavan gibi göğe, kaynayacak denize and olsun ki, Rabbinin azabı hiç şüphesiz gelecektir. Onu savacak yoktur.
Diyanet İşleri Meali (Yeni)
1,2,3,4,5,6,7. Tûr’a, yayılmış ince deri sayfalara düzenle yazılmış kitaba, “Beyt-i Ma’mur”a[506], yükseltilmiş tavana (göğe), kabaran denize andolsun ki, şüphesiz Rabbinin azabı mutlaka gerçekleşecektir.*
Diyanet Vakfı Meali
1, 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8. Tûr'a, yayılmış ince deri üzerine satır satır yazılmış Kitab'a, Beyt-i Ma'mûr'a, yükseltilmiş tavana, dolu denize andolsun ki, Rabbinin azabı mutlaka vuku bulacaktır. Ona engel olacak hiçbir şey yoktur. *
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Kaynatılmış denize, (andolsun ki)
Elmalılı Meali (Orjinal)
bahri mescûre ki
Hasan Basri Çantay Meali
Dolan denize,
Hayrat Neşriyat Meali
6,7,8. Ve tutuşturulmuş denize (yemîn olsun) ki, şübhesiz Rabbinin azâbı elbette vâki'(olacak)tır; onun için hiçbir def' edici yoktur!
Ömer Nasuhi Bilmen Meali
Ve dolmuş denize kasem olsun ki,
Suat Yıldırım Meali
Ağzına kadar dolu okyanusa yemin olsun ki: *
Şaban Piriş Meali
Taşkın denize andolsun ki...
Seyyid Kutub
Kaynatılmış denize
Tefhim-ul Kuran
Kabarıp, tutuşan denize,
Yusuf Ali (English)
And by the Ocean(5041) filled with Swell;-(5042)*
M. Pickthall (English)
And the sea kept filled,