Abdullah Parlıyan Meali
tüm hayatları boyunca tamamen boş şey ve boş işlerle oyalanıp duranların.
Ahmet Varol Meali
Ki onlar, daldıkları bir batılın içinde oynayıp duranlardır.
Ali Bulaç Meali
Ki onlar, 'daldıkları saçma bir uğraşı' içinde oynayan-oyalananlardır.
Diyanet İşleri Meali (Eski)
9,10,11,12. Göğün sarsıldıkça sarsılacağı, dağların yürüdükçe yürüyeceği gün; işte o gün, daldıkları yerde eğlenip oyalanarak kıyameti yalanlayanlara yazık olacak!
Diyanet İşleri Meali (Yeni)
11,12. İşte o gün, içine daldıkları dünya zevki içinde eğlenip oyalanan yalanlayıcıların vay hâline!
Diyanet Vakfı Meali
Ki onlar daldıkları bâtıl içinde oyalanıp duranlardır.
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Ki onlar, daldıkları bir batak (bâtıl)da oynayıp duruyorlar.
Elmalılı Meali (Orjinal)
Ki onlar daldıkları bir batakta oynayıp duruyorlar
Hasan Basri Çantay Meali
Ki onlar daldıkları baatıl içinde oynayıb duranlardır.
Hayrat Neşriyat Meali
O kimseler ki, onlar (bâtıl) bir dalış içinde oynayıp dururlar.
Ömer Nasuhi Bilmen Meali
O kimseler ki, onlar bir bataklıkta oynarlar.
Suat Yıldırım Meali
Onlar ki daldıkları batıl içinde oynayıp dururlar.
Şaban Piriş Meali
Ki onlar, boş şeylere dalıp, oynuyorlardı.
İbni Kesir
Onlar ki; daldıkları batıl içinde oyalanıp durmaktadırlar.
Seyyid Kutub
Ki onlar o daldıkları batıl içinde oyalanıp duranlardır.
Tefhim-ul Kuran
Ki onlar, 'daldıkları saçma bir uğraşı' içinde oynayıp, oyalananlardır.
Yusuf Ali (English)
That play (and paddle) in shallow trifles.
M. Pickthall (English)
Who play in talk of grave matters;