Abdullah Parlıyan Meali
Onlar ki, inandılar, soyları da imanda kendilerine uydu. Onları cennete sokarken soylarını da kendilerine eriştirip, cennete katmışızdır ve kendi amellerinin sevabından da, hiç birşey eksiltmemişizdir. Ama sonunda herkes kendi kazandığına bağlıdır, yani ona göre ceza veya mükafat görecektir.
Ahmet Varol Meali
İman edip nesilleri de imanda kendilerini izleyenler var ya, onların nesillerini kendilerine katmış ve kendi amellerinden bir şey eksiltmemişizdir. Her kişi kazandığına karşılık bir rehindir. [2]*
Ali Bulaç Meali
İman edenler ve zürriyetleri kendilerini imanda izleyenler; Biz onların zürriyetlerini de olara katıp-ekledik. Amellerinden hiç bir şeyi eksiltmedik. Her kişi kendi kazandığına karşılık bir rehindir.
Diyanet İşleri Meali (Eski)
İnanan, soyları da inançta kendilerine uyan kimselere soylarını da katarız. Onların işlediklerinden hiçbir şey eksiltmeyiz. Herkes kazancına bağlıdır.
Diyanet İşleri Meali (Yeni)
İman eden ve nesilleri de iman konusunda kendilerinin yoluna uyanlar var ya, biz onların nesillerini kendilerine kattık. Bununla beraber onların amellerinden hiçbir şey eksiltmeyiz. Herkes kazandığı karşılığında rehindir.
Diyanet Vakfı Meali
İman eden ve soylarından gelenlerde, imanda kendilerine tâbi olanlar (var ya)! İşte biz, onların nesillerini de kendilerine kattık. Onların amellerinden de bir şey eksiltmedik. Herkes kazandıklarına karşı bir rehindir. *
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
İman edip zürriyetleri de iman ile kendilerine tâbi olanlar (yok mu?); işte biz, onların nesillerini de kendilerine kattık. Kendilerinin amellerinden birşey de eksiltmedik. Herkes kendi kazandığına bağlıdır.
Elmalılı Meali (Orjinal)
Ve İyman edenleri ki zürriyyetleri de iyman ile arkalarından gelmiş, zürriyyetlerini kendilerine ilhak etmişizdir, bununla beraber kendilerine amellerinden hiç bir şey eksiltmemişizdir, herkes kazancına bağlıdır
Hasan Basri Çantay Meali
İman edib de zürriyyetleri de îman ile kendilerine tâ'bi olanlar (yok mu?) biz onların nesillerini de kendilerine katdık. Kendilerinin amelinden bir şey de eksiltmedik. Herkes kazancı mukaabilinde bir rehindir.
Hayrat Neşriyat Meali
Ve îmân edip zürriyetleri de kendilerine îmân ile tâbi' olanlara gelince, (biz) onların zürriyetlerini (Cennette) kendilerine katmışızdır; bununla berâber onların amellerinden kendilerine hiçbir şey eksiltmemişizdir. Her kişi, kendi kazandığına karşılık (bizzat kendi nefsiyle) bir rehindir!
Ömer Nasuhi Bilmen Meali
Ve o kimseler ki, imân ettiler ve kendilerine zürriyetleri de imân ile tâbi oldular, onlara zürriyetlerini de kattık ve onlar için amellerinden bir şeyi de eksiltmedik. Her bir şahıs, kendi kazandığı şeye bağlıdır.
Suat Yıldırım Meali
Kendileri iman edip zürriyetleri de iman ile kendilerinin izinden gidenlerin nesillerini de kendilerine kavuştururuz. Onların emeklerinden hiçbir şeyin mükâfatını eksiltmeyiz. Onlardan her biri kazandığı güzel neticeleri ile daimdir. [74, 38-40; 13, 23]*
Şaban Piriş Meali
İman edenleri, soylarından da iman ederek onlara tabi olanları bir araya getirdik. Çalışmalarından hiç bir şey eksiltmedik. Her kişi kazancına bağlı bir rehinedir.
İbni Kesir
İman edip de soyları da imanda kendilerine tabi olanlar; onlara, soylarını da kattık. Onların işlediklerinden hiç bir şey eksiltmedik. Herkes kazandığı ile bağlıdır.
Seyyid Kutub
İnanan, soyları da inançta kendilerine uyan kimselere soylarını da katarız. Onların işlediklerinden hiçbir şey eksiltmeyiz. Herkes kazancına bağlıdır.
Tefhim-ul Kuran
İman edenler ve soyları da kendilerini imanda izleyenler (var ya); biz onların soylarını da kendilerine katıp eklemişiz. Onların amellerinden hiçbir şeyi eksiltmedik. Her kişi, kendi kazanmakta olduğuna karşılık bir rehindir.
Yusuf Ali (English)
And those who believe and whose families(5054) follow them in Faith,- to them shall We join their families: Nor shall We deprive them (of the fruit) of aught of their works: (Yet) is each individual in pledge for his deeds.(5055)*
M. Pickthall (English)
And they who believe and whose seed follow them in faith, We cause their seed to join them (there), and We deprive them of naught of their (life's) work. Every man is a pledge for that which he hath earned.