Abdullah Parlıyan Meali
Artık korkudan bayılacakları güne kavuşuncaya kadar bırak onları, ne yaparlarsa yapsınlar.
Ahmet Varol Meali
Öyleyse onları çarpılacakları günlerine kavuşuncaya kadar bırak.
Ali Bulaç Meali
Öyleyse sen onları (en dayanılmaz azabla) çarpılacakları günlerine kavuşuncaya kadar bırak.
Diyanet İşleri Meali (Eski)
Çarpılacakları güne erişmelerine kadar onları bırak.
Diyanet İşleri Meali (Yeni)
Artık sen çarpılacakları günlerine kadar onları kendi hâllerine bırak.[508]*
Diyanet Vakfı Meali
Artık çarpılacakları günlerine kavuşuncaya kadar onları kendi hallerine bırak. *
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Artık çarpılacakları günlerine kavuşuncaya kadar onları (kendi hallerine) bırak.
Elmalılı Meali (Orjinal)
O halde bırak onları ta o çarpılacakları günlerine kadar
Hasan Basri Çantay Meali
Artık onları çarpılacakları günlerine kadar (hallerine) bırak.
Hayrat Neşriyat Meali
(Ey Habîbim!) Artık, içinde çarpılacakları günlerine (kıyâmete) kavuşuncaya kadar onları (kendi hâllerine) bırak!
Ömer Nasuhi Bilmen Meali
Artık onları bırak, o kavuşacakları güne değin ki, onda çarpılıp helâk olacaklardır.
Suat Yıldırım Meali
O halde sen onları, darbe yiyip çarpılacakları güne kadar kendi hallerine bırak! *
Şaban Piriş Meali
-O halde, bırak onları, tâ ki çarpılacakları günlerine kavuşsunlar.
İbni Kesir
Artık çarpılacakları günlerine erişinceye kadar bırak onları.
Seyyid Kutub
Korkudan bayılacakları günlerine kavuşuncaya kadar bırak onları.
Tefhim-ul Kuran
Öyleyse sen onları kendisinde (en dayanılmaz azabla) çarpılacakları günlerine kavuşuncaya kadar bırak.
Yusuf Ali (English)
So leave them alone until they encounter that Day of theirs, wherein they shall (perforce) swoon (with terror),-(5079)*
M. Pickthall (English)
Then let them be (O Muhammad), till they meet their day, in which they will be thunder stricken,