Abdullah Parlıyan Meali
Sizin bu arkadaşınız Muhammed, ne sapıttı, ne azıttı
Ahmet Varol Meali
Arkadaşınız sapmadı da, azmadı da.
Ali Bulaç Meali
Sahibiniz (arkadaşınız olan peygamber) sapmadı ve azmadı.
Diyanet İşleri Meali (Eski)
Arkadaşınız (Muhammed) sapmamış ve azmamıştır.
Diyanet İşleri Meali (Yeni)
1,2. Battığı zaman yıldıza andolsun ki, arkadaşınız (Muhammed haktan) sapmadı ve azmadı.
Diyanet Vakfı Meali
1, 2, 3. Battığı zaman yıldıza andolsun ki, arkadaşınız (Muhammed) sapmadı ve bâtıla inanmadı; o, arzusuna göre de konuşmaz.
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Arkadaşınız (Muhammed) sapmadı, azmadı.
Elmalılı Meali (Orjinal)
Şaşırmadı sahibiniz azıtmadı da
Hasan Basri Çantay Meali
saahibiniz (doğru yoldan) sapmadı. Baatıla da inanmadı.
Hayrat Neşriyat Meali
1,2. Battığı zaman necm'e (o yıldıza) and olsun ki, arkadaşınız (Muhammed) sapmadı ve azmadı!
Ömer Nasuhi Bilmen Meali
Sahibiniz şaşırmadı, ve bâtıla inanmadı.
Suat Yıldırım Meali
Arkadaşınız (Muhammed) yanılmadı, sapmadı, aldanmadı.
Şaban Piriş Meali
Arkadaşınız sapıtmadı, azdırılmadı.
İbni Kesir
Arkadaşınız sapmamış ve azmamıştır.
Seyyid Kutub
Arkadaşınız Muhammed ne sapıttı ne de azıttı.
Tefhim-ul Kuran
Sahibiniz (olan peygamber) şaşırıp sapmadı ve azmadı.
Yusuf Ali (English)
Your Companion is neither(5086) astray nor being misled.*
M. Pickthall (English)
Your comrade erreth not, nor is deceived;