Abdullah Parlıyan Meali
Çünkü onlar, dünyada nimet içinde yüzüyor ve istedikleri gibi yaşıyorlardı.
Ahmet Varol Meali
Çünkü onlar bundan önce varlık içinde şımartılmışlardı.
Ali Bulaç Meali
Çünkü onlar, bundan önce varlık içinde şımartılmış olanlardı.
Diyanet İşleri Meali (Eski)
45,46. Çünkü onlar, bundan önce, dünyada, nimet içinde bulunurlar iken, büyük günah işlemekte direnir dururlardı.
Diyanet İşleri Meali (Yeni)
Çünkü onlar, bundan önce (dünyada varlık içinde) sefahata dalmış ve azgın kimselerdi.
Diyanet Vakfı Meali
Çünkü onlar bundan önce varlık içinde sefahete dalmışlardı.
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Çünkü onlar bundan önce varlık içinde sefâhete dalmışlardı.
Elmalılı Meali (Orjinal)
Çünkü onlar bundan evvel mütrefîn: Keyflerine düşkün şımarık müsrifîn idiler
Hasan Basri Çantay Meali
Çünkü onlar bundan evvel şehvetlerine düşkündüler.
Hayrat Neşriyat Meali
Çünki onlar, bundan önce (ni'metler içinde) şımartılmış kimseler idiler.
Ömer Nasuhi Bilmen Meali
Çünkü,şüphe yok onlar bundan evvel nîmetlere (zevklerine) düşkünler idiler.
Suat Yıldırım Meali
Çünkü onlar dünyada iken refah içinde şımarırlardı.
Şaban Piriş Meali
Çünkü onlar, bundan önce sorumsuzca ve konfor içinde yaşıyorlardı.
İbni Kesir
Çünkü onlar; bundan önce refahla şımarmışlardı.
Seyyid Kutub
Çünkü onlar vaktiyle varlık içinde azıtmışlardı.
Tefhim-ul Kuran
Çünkü onlar, bundan önce varlık içinde şımartılmış olanlardı.
Yusuf Ali (English)
For that they were wont to be indulged, before that, in wealth (and luxury),(5244)*
M. Pickthall (English)
Lo! heretofore they were effete with luxury