Abdullah Parlıyan Meali
siz de çaresiz bir şekilde durup seyrederken
Ahmet Varol Meali
O vakit siz (can çekişene) bakar durursunuz.
Ali Bulaç Meali
Ki o sırada siz (sadece) bakıp-durursunuz,
Diyanet İşleri Meali (Eski)
83,84,85. Kişinin canı boğaza dayanınca ve siz o zaman bakıp kalırken, Biz o kişiye sizden daha yakınızdır, ama görmezsiniz.
Diyanet İşleri Meali (Yeni)
Oysa siz o zaman bakıp durursunuz.
Diyanet Vakfı Meali
O vakit siz bakar durursunuz.
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Ki o zaman siz (ölmek üzere olana) bakar durursunuz.
Elmalılı Meali (Orjinal)
ki siz o vakıt bakar durursunuz
Hasan Basri Çantay Meali
o vakit siz görürsünüz!
Hayrat Neşriyat Meali
83,84. Öyle ise, değil mi ki (can) boğaza geldiğinde, artık siz, o sırada (can çekişen o kimseye çâresizlikle) bakar durursunuz.
Ömer Nasuhi Bilmen Meali
Ve siz o zaman bakar durursunuz.
Suat Yıldırım Meali
O vakit can çekişenin yanında bulunan sizler bakar durursunuz.
Şaban Piriş Meali
Siz, o zaman bakıp kalırsınız
İbni Kesir
O vakit görürsünüz siz.
Seyyid Kutub
O sırada sizler gözlerinizi o can çekişen adama dikersiniz.
Tefhim-ul Kuran
Ki o sırada siz (sadece) bakıp durursunuz,
Yusuf Ali (English)
And ye the while (sit) looking on,-(5264)*
M. Pickthall (English)
And ye are at that moment looking