Abdullah Parlıyan Meali
Derken onlar yaptıklarının karşılığını tatmışlardır ve bu dünyada yaptıkları işlerin sonu zarar ve ziyan olup gitmiştir.
Ahmet Varol Meali
Böylece onlar yaptıklarının cezasını tattılar. İşlerinin sonu da hüsran oldu.
Ali Bulaç Meali
Artık o (ülkelerin halkı), yaptığı kötülüğü taddı ve işinin sonucu bir hüsran oldu.
Diyanet İşleri Meali (Eski)
Onlar, işlerinin karşılığını tattılar; işlerinin sonu hüsran oldu.
Diyanet İşleri Meali (Yeni)
Böylece yaptıklarının cezasını tattılar ve işlerinin sonu tam bir hüsran oldu.
Diyanet Vakfı Meali
Böylece onlar da yaptıklarının karşılığını tatmışlar ve işlerinin sonu tam bir hüsran olmuştur.
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
İşlerinin vebalini tattılar. İşlerinin sonucu tam bir hüsran olmuştur.
Elmalılı Meali (Orjinal)
O suretle emrinin vebalini tattı ve işinin akıbeti bir hüsran oldu
Hasan Basri Çantay Meali
İşte o (her memleket halkı) yapdığının ağırlığını tatmış, işinin sonu bir hüsran (ve helak) olmuşdur.
Hayrat Neşriyat Meali
Öyle ki (onlar) işlerinin vebâlini tattı ve işlerinin âkıbeti hüsrân oldu!
Ömer Nasuhi Bilmen Meali
Artık işlerinin vebalini tattı ve işlerinin sonu bir hüsrândan ibaret oldu.
Suat Yıldırım Meali
Böylece kötü işlerinin sorumluluğunu tattılar, işlerinin sonu tam bir hüsran oldu.
Şaban Piriş Meali
Yaptıklarının cezasını çektiler ve yaptıklarının sonucu hüsran oldu.
İbni Kesir
Onlar, yaptıklarının karşılığını tatmışlardır. İşlerinin sonu ise hüsran olmuştur
Seyyid Kutub
Onlar yaptıklarının karşılığını tatmışlardır. İşlerinin sonu tam bir hüsran olmuştur.
Tefhim-ul Kuran
Artık o (ülkelerin halkı), yaptığı kötülüğü taddı ve işinin sonucu da bir hüsran oldu.
Yusuf Ali (English)
Then did they taste the evil result of their conduct, and the End of their conduct was Perdition.
M. Pickthall (English)
So that it tasted the ill effects of its conduct, and the consequence of its conduct was loss.