Abdullah Parlıyan Meali
Azabın yaklaştığını gördüler mi, Allah'tan gelen gerçekleri örtbas edenlerin yüzleri bir tuhaf olup çirkinleşir ve o zaman onlara denecek ki: “Sizin aradığınız ve istediğiniz bu idi.”
Ahmet Varol Meali
Nihayet onu yakında gördüklerinde inkâr edenlerin yüzleri kötüleşir ve: "İşte bu, (gerçekleşmeyeceğini) ileri sürüp durduğunuz şeydir" denir.
Ali Bulaç Meali
Nihayet onu pek yakında gördüklerinde, o inkâr edenlerin yüzleri kötüleşip-karardı. Ve: 'İşte bu, sizin (gerçekleşmeyecek diye) öne sürüp durduğunuz şeydir' denildi.
Diyanet İşleri Meali (Eski)
Azabı yaklaşırken gördükleri zaman, inkar edenlerin yüzleri çirkinleşip kararır; onlara: "Sizin arayıp durduğunuz işte budur" denir.
Diyanet İşleri Meali (Yeni)
Onu (azabı) yakından gördükleri zaman inkâr edenlerin yüzleri kötüleşir ve onlara, “İşte bu, (alaylı bir biçimde) isteyip durduğunuz şeydir” denir.
Diyanet Vakfı Meali
Ama onu (azabı) yakından gördükleri zaman, inkâr edenlerin yüzleri kararacak ve (kendilerine): İşte sizin isteyip durduğunuz budur! denecektir.
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Onu yakın görünce inkâr edenlerin yüzleri kötüleşti. Ve: "İşte çağırıp durduğunuz şey budur!" dendi.
Elmalılı Meali (Orjinal)
Derken vaktı gelip de onu yakından gördüklerinde o küfredenlerin yüzleri kötüleşiverdi. Ve denildi ki işte, o sizin kendilerine da'vet edip durduğunuz budur
Hasan Basri Çantay Meali
Artık onu yakında gördükleri zaman o küfredenlerin yüzleri kötü bir haale getirilmiş ve (onlara) «İşte bu, sizin (çarçabuk istediğiniz ve aksini) iddia etdiğiniz şeydir» denilmişdir (denilecek).
Hayrat Neşriyat Meali
Nihâyet onu (o kıyâmeti) yakından gördüklerinde, inkâr edenlerin yüzleri kötüleşir ve (kendilerine): “İşte kendisini (acele ederek) isteyip durduğunuz (azab) budur!” denilir.
Ömer Nasuhi Bilmen Meali
Vaktâ ki, onu (o azabı) yakın bir halde görüverdiler. Kâfir olmuş olanların yüzleri çirkinleşmiş oldu ve denildi ki: «İşte bu odur ki, siz bunu talep ettiniz.»
Suat Yıldırım Meali
Onu yanıbaşlarında buldukları zaman inkâr edenlerin kederden yüzleri mosmor kesilir. Kendilerine: “İşte sizin isteyip durduğunuz şey! ” denilir.
Şaban Piriş Meali
O'nu yakından gördükleri zaman, inkarcıların yüzleri simsiyah kesilir. Onlara denir ki:-İşte, isteyip durduğunuz şey!
İbni Kesir
Onu yaklaşırken gördükleri vakit, küfredenlerin yüzleri buruştu. Ve: Sizin isteyip durduğunuz işte budur, denildi.
Seyyid Kutub
Fakat azabı gördükleri zaman, inkar edenlerin yüzleri kararır ve kendilerine «işte sizin arayıp durduğunuz budur» denir.
Tefhim-ul Kuran
Nihayet onu pek yakında gördüklerinde, o küfretmekte olanların yüzleri kötüleşip karardı. Ve: «İşte bu, sizin (gerçekleşmeyecek diye) öne sürüp durduğunuz şeydir» denildi.
Yusuf Ali (English)
At length, when they see it close at hand,(5587) grieved will be the faces of the Unbelievers, and it will be said (to them): "This is (the promise fulfilled),(5588) which ye were calling for!"*
M. Pickthall (English)
But when they see it nigh, the faces of those who disbelieve will be awry, and it will be said (unto them): This is that for which ye used to call.