Abdullah Parlıyan Meali
Sonra yine yazıklar olsun sana, yazıklar. Sen bu azaba çok daha layıksın.
Ahmet Varol Meali
Sonra sana layık olan (yine azap ve helaktir), yine senin layığın budur.
Ali Bulaç Meali
Yine müstahaksın, dahasına da müstahaksın.
Diyanet İşleri Meali (Eski)
Daha ne olsun, sana yazıklar olsun, yazıklar!
Diyanet İşleri Meali (Yeni)
34,35. “Bu azap sana lâyıktır, lâyık! Evet, lâyıktır sana, lâyık!” denecektir.
Diyanet Vakfı Meali
Evet, lâyıktır sana ( o azap) lâyık!
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Evet, gerektir o bela sana gerek.
Elmalılı Meali (Orjinal)
Evet, gerektir sana o belâ gerek
Hasan Basri Çantay Meali
Yine (hoşlanmadığın herşey) sana yaklaş (ıb çat) sın. Zîrâ (sen buna başkalarından daha çok) lâyıksın.
Hayrat Neşriyat Meali
Sonra (tekrar tekrar) sana daha lâyıktır (bu azab), daha lâyık!
Ömer Nasuhi Bilmen Meali
Sonra yine vay sana! Vay sana.
Suat Yıldırım Meali
Yazık ki sana ne yazık!
Şaban Piriş Meali
Sonra sen buna layıksın!
İbni Kesir
Yine yazıklar olsun sana, yazıklar.
Seyyid Kutub
Yine vay başına geleceklere!
Tefhim-ul Kuran
Yine buna müstahaksın, dahasına da müstahaksın.
Yusuf Ali (English)
Again, Woe to thee, (O men!), yea, woe!
M. Pickthall (English)
Again nearer unto thee and nearer (is the doom).