Abdullah Parlıyan Meali
Kıyamet günü hazır olanlara ve o gün görülecek acaip şeylere veya peygambere ve ümmetine veya son peygamberin ümmetine ve diğer ümmetlere veya peygamberlerden her biri ve ümmetlerine andolsun ki;
Ahmet Varol Meali
Şahide ve şahit olunana. [1]*
Ali Bulaç Meali
Şahid olana (görene) ve şahit olunana (görülene).
Diyanet İşleri Meali (Eski)
Şahitlik edene ve edilene and olsun ki, insanlar öldükten sonra diriltileceklerdir.
Diyanet İşleri Meali (Yeni)
3,4,5. Şâhitlik edene ve şahitlik edilene andolsun ki, (mü’minleri yakmak için) hendek kazıp (içinde) alevli ateş yakanlar lânetlenmiştir.[576]*
Diyanet Vakfı Meali
1, 2, 3, 4, 5, 6, 7. Burçlara sahip gökyüzüne, geleceği bildirilmiş olan güne, (o günde) tanıklık edene ve edilene andolsun ki, ateşle dolu hendeğe atılanlar (yakılarak) öldürüldü. Onlar (yakanlar) da başlarına oturmuşlar, müminlere yapmakta oldukları işkenceyi seyrediyorlardı.
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Şahitlik edene ve edilene andolsun ki,
Elmalılı Meali (Orjinal)
Ve şâhide ve meşhûda kasem olsun
Hasan Basri Çantay Meali
şâhidle meşhûde ki,
Hayrat Neşriyat Meali
Hem (o günde) şâhid olana ve şâhid olunana!
Ömer Nasuhi Bilmen Meali
Ve şehâdet eden ve şehâdet olunana.
Suat Yıldırım Meali
Şahid ile meşhûda kasem ederim ki: *
Şaban Piriş Meali
Şahid olana ve şahid olunana..
İbni Kesir
Şehadet edene ve şehadet edilene.
Seyyid Kutub
Şahitlik edene ve şahitlik edilene andolsun ki.
Tefhim-ul Kuran
Şahid olana (görene) ve şahid olunana (görülene) .
Yusuf Ali (English)
By one that witnesses, and the subject of the witness;-(6054)*
M. Pickthall (English)
And by the witness and that whereunto he beareth testimony,