Abdullah Parlıyan Meali
derken düşman topluluğunun taa ortasına dalanlara andolsun ki;
Ahmet Varol Meali
Derken onunla bir topluluğun tam ortasına dalanlara ki,
Ali Bulaç Meali
Bununla bir (düşman) topluluğun orta yerine kadar dalanlara.
Diyanet İşleri Meali (Eski)
Düşman topluluğunun içine dalanlara ki:
Diyanet İşleri Meali (Yeni)
1,2,3,4,5,6. Soluk soluğa süratle koşan, (koşarken ayaklarını) vurarak ateş çıkaran, sabah erkenden baskın yapan, orada tozu dumana katan ve düşman topluluğunun ortasına dalan atlara andolsun ki, insan gerçekten Rabbine karşı pek nankördür.
Diyanet Vakfı Meali
1, 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8. Harıl harıl koşanlara, (nallarıyla) çakarak kıvılcım saçanlara, (ansızın) sabah baskını yapanlara, orada tozu dumana katanlara, derken orada bir topluluğun ta ortasına girenlere yemin ederim ki insan, Rabbine karşı pek nankördür. Şüphesiz buna kendisi de şahittir ve o, mal sevgisine de aşırı derecede düşkündür.
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Derken bir topluluğun ortasına dalanlara yemin ederim ki,
Elmalılı Meali (Orjinal)
Bir derneği o demde ortalayan: kuvvetlere kasem eylerim ki
Hasan Basri Çantay Meali
Bununla bir topluluğun tâ ortasına girenlere (ya'nî atlara) ki,
Hayrat Neşriyat Meali
Derken onunla, bir topluluğun ortasına dalanlara!
Ömer Nasuhi Bilmen Meali
Sonra onunla bir topluluğun ortasına girenlere (andolsun ki),
Suat Yıldırım Meali
Derken düşman kuvvetinin ortasına dalan atların hakkı için ki:
Şaban Piriş Meali
Topluluğun ortasına dalanlara ..
İbni Kesir
Derken bir topluluğun ortasına dalanlara,
Seyyid Kutub
Düşman topluluğu içine dalanlara ki,
Tefhim-ul Kuran
Bununla bir (düşman) topluluğun orta yerine kadar dalanlara.
Yusuf Ali (English)
And penetrate forthwith into the midst (of the foe) en masse;-(6245)*
M. Pickthall (English)
Cleaving, as one, the centre (of the foe),