- Bidat ehliyle ilgili hadisler sahih midir?
- Bidat ehliyle münasebetlerimiz nasıl olmalı?
- Bu rivayetler sahih rivayetler mi ve nasıl anlaşılmalı? Sahih iseler bidat ehline selam verilmezse ziyaret edilmezse Müslümanlar parçalanmaz mı İslam birliği nasıl kurulur?
(Bid’at sahibine hürmet eden İslamiyet’i yıkmaya yardım etmiş olur.) [Taberani]
(Hasta olurlarsa ziyaretlerine gitmeyin!) [Ebu Davud]
(Karşılaşınca onlara selam vermeyin!) [İbni Mace]
(Onların cenazelerine gitmeyin onlarla birlikte namaz kılmayın!) [İbni Hibban]
(Onlar benden ben de onlardan değilim. Onlarla cihad kâfirlerle cihad gibidir.) [Deylemi]
(Bir bid’at ehli öldüğünde İslam’da bir fetih vuku bulmuş gibi olur.) [Hatib]
(Bir bid’at çıkaran ölmeden önce mutlaka onun kötülüğüne maruz kalır.) [Taberani]
(Bid’at ehlinden ilim öğrenmeye çalışmak kıyamet alametlerindendir.) [Taberani]
(Bid’at ehline sert davran! Allahü teâlâ onlara düşmandır.) [İbni Asakir]
(Kim bid’at ehlinden buğz ederek yüz çevirirse Allahü teâlâ onun kalbini korkulardan emin kılar ve imanla doldurur. Bid’at ehline sert muamele edeni de en büyük korku gününde emin kılar. Bid’at ehlini hakir ve zelil göreni de Cennette yüz derece yükseltir. Bid’at ehline selam veren veya onu sevindirici şeyle karşılayan Kur’an-ı kerimi küçümsemiş olur.) [Hatib]
Değerli kardeşimiz
1. “Bid’at sahibine hürmet eden İslamiyet’i yıkmaya yardım etmiş olur.” (Taberanî el-Evsat h. no: 6772)
Bu hadisi benzer şekilde Gazali de nakletmiştir. (bk. İhya 1/532)
İbn’u-l-Cevzi “bu konudaki rivayetlerin hepsi uydurma olduğunu” bildirmiştir. (bk. Zeynu’l-Iraki Tahricu ahadisi’l-İhya-birlikte a.g.y)
2. “Kaderiyeciler bu ümmetin mecusileridir. Hasta olurlarsa ziyaretlerine gitmeyin ölürlerse cenazelerine katılmayın!” (bk. Ebu Davud Sünnet 17)
Aynı yerde benzer bir rivayet daha vardır.
el-Munizirî bu iki rivayetin de sahih olmadığını bildirmiştir. Birinci rivayet munkatı’dır. İkinci rivayette metruk bir ravi vardır. (bk.Ebu Davud a.y ilgili t’aklik; Avnu’l-Mabud 12/296-297)
Siracuddin el-Kazvinî de bu rivayetin mevzu / uydurma olduğu belirtmiştir. (bk. a.g.y)
3. “Bu ümmetin mecusileri Allah’ın kaderini yalanlayanlardır. Hasta olurlarsa onları ziyaret etmeyin ölürlerse cenazelerine katılmayın. Karşılaşınca onlara selam vermeyin.” (bk. İbn Mace Mukaddime 92)
Muasır alimlerden el-Elbani bu hadiste yer alan “ Karşılaşınca onlara selam vermeyin” cümlesinin sahih olmadığını belirtmiştir. (bk. Sahih ve Daifu Süneni İbn Mace 1/164)
4. “Onların cenazelerine gitmeyin onlarla birlikte namaz kılmayın!” [İbni Hibban]. İbn Hibban’ın Sahih’inde böyle bir rivayete rastlayamadık.
5. "Onlar benden ben de onlardan değilim. Onlarla cihad kâfirlerle cihad gibidir." [Deylemi] Deylemi’de böyle bir bilgiye rastlayamadık.
6. "Bir bid’at ehli öldüğünde İslam’da bir fetih vuku bulmuş gibi olur." [Hatib] Hatib el-Bağdadi’nin birkaç kitabına bakmamıza rağmen böyle bir hadis rivayetine rastlayamadık.
Bununla beraber bu bilgiyi Suyuti de rivayet etmiştir. (bk. el-Camiu’s-Sağir h. no:1706) Ancak el-Elbani bu hadisin uydurma olduğunu belirtmiştir. (bk. Daifu’l-Cami’ 693)
7. "Bir bid’at çıkaran ölmeden önce mutlaka onun kötülüğüne maruz kalır." [Taberani] Taberani’nin beş-altı eserine baktık bu bilgiye rastlayamadık.
8. "Bid’at ehlinden ilim öğrenmeye çalışmak kıyamet alametlerindendir." [Taberani]
Taberani’nin rivayetindeki ifade şöyledir: “Kıyamet alametlerinden biri de küçüklerden ilim öğrenmeye çalışmaktır.” (Taberani el-Kebir h. no: 908)
Hadiste yer alan “el-Asağir=küçükler” kelimesinin ehl-i bidat için kullanıldığı bildirilmiştir. (bk. Heysemi Mecmau’z-Zevaid h. no: 568)
Hafız Heysemi bu hadis rivayetinin zayıf olduğuna işaret etmiştir. (bk. a.y.)
9. "Bid’at ehline sert davran! Allahü teâlâ onlara düşmandır." [İbni Asakir]
Bu rivayetteki bilgilere rastlayamadık.
10. "Kim bid’at ehlinden buğz ederek yüz çevirirse Allahü Teâlâ onun kalbini korkulardan emin kılar ve imanla doldurur. Bid’at ehline sert muamele edeni de en büyük korku gününde emin kılar. Bid’at ehlini hakir ve zelil göreni de cennette yüz derece yükseltir. Bid’at ehline selam veren veya onu sevindirici şeyle karşılayan Kur’an-ı kerimi küçümsemiş olur." [Hatib]
Bu hadis rivayeti için bk. Kenzu’l-Umal h. no: 5599.
Bu hadis senedinde yer alan ve bu rivayette “teferrüd eden”/tek kalan Hasan b. Hali’den ötürü rivayet zayıf sayılmıştır. (bk. Kenzu’l-Umal a.y.)
İbn Cevzi bu hadisi “el-Mevduat=Mevzu / uydurma rivayetler” adlı eserine almak suretiyle bunun uydurma olduğuna işaret etmiştir. (bk. el-Mevduat 1/270)
İbn Cevzi’nin bu kitabını “Telhisu’l-Mevduat" adıyla özetleyen Zehebi de bu rivayetin uydurma olduğuna işaret etmiştir. (bk.Telhisu’l-Mevduat 1/80-81)
- Bu açıklamalardan anlaşıldığı üzere bu konudaki hadis rivayetlerin büyük çoğunluğu zayıf veya uydurma olarak kabul edilmiştir.
Bununla beraber içinde ehl-i biadaya karşı tavır almayı ön gören bazı sahih rivayetler de vardır.
Nitekim Hafız Heysemi Taberanînin (Evsat) rivayet ettiği “Kaderiye ve Murcieler bu ümmetin mecusileridir. Hasta olurlarsa onları ziyaret etmeyin ölürlerse cenazelerine katılmayın” manasındaki hadisin sahih olduğunu bildirmiştir. (bk. Mecmau’z-Zevaid h. no: 11873)
- Hadislerin durumunu belirttikten sonra sorunun asıl konusu olan ehli bidat ile bu gün nasıl bir tavır sergilemenin gereği hususunda şunları söyleyebiliriz:
“Zaman büyük bir müfessirdir kaydını gösterse itiraz edilmez”. Zaman bugün için Müslümanların önünde iki seçeneğin olduğunu bildirmektedir.
Biri:Ehl-i bidatla her türlü ilişkiyi keserek hareket etmek ve Müslümanların zaten var olan ayrılıklarını daha da arttırmak.
Diğeri: İslam ittihadı adına ehl-i sünnete karşı düşmanca tavır almayan ehl-i bidate kucak açmak ve İslam birlik ruhunu pekiştirmek.
O hâlde bugün önümüzde “ehveni şerri tercih etme” meselesi önem arzetmektedir. Bunun açıklaması da şöyle yapılabilir:
a) İslam âlimleri prensip olarak ehl-i bidat da olsa ehl-i kıbleyi tekfir etmezler. Öyleyse onlarla iman kardeşliği çerçevesinde bir diyalog kurmakta bir sakınca yoktur.
b) Her tarafta Müslümanlar arasında baş gösteren tefrika ve ihtilafı ortadan kaldırmak ehl-i biatle diyalogdan meydana gelen manevi zararı fazlasıyla telafi edecektir.
c) Müslümanların dünya kâfirleri karşısındaki perişan vaziyetinin en büyük sebebi tefrika ve ihtilaflarıdır. Öyleyse bu azgın ve düşman kâfilere karşı ehl-i kıble olan ehl-i bidatla “iman kardeşliği”ni pekiştirmek yalnız ehven-i şer değil aynı zamanda iman şuurunun bir tezahürüdür.
d) İslam âlimlerinin çoğunluğu bid‘atla mutlaka mücadele edilmesinin lüzumuna inanmakla birlikte bu mücadelede katılığa başvurmayıp çeşitli ikna yollarıyla bid‘atların ortadan kaldırılmasını uygun bulmaktadır. Kâtib Çelebi halk arasına yerleşen bid‘atları ortadan kaldırmanın çok zor olduğunu bu konuda din ve devlet adamları tarafından gösterilen gayretlerin boşa gittiğini bu sebeple bid‘atlara ve bid‘at ehline karşı yürütülecek mücadelenin müsamahalı olmasının gerektiğini belirtmektedir. (Mîzânü’l-hak s. 72-73)
e) Bediüzzaman Hazretlerinin ehl-i bidat sayılan Şia'ya / Alevilere karşı tavrı ve tavsiyeleri bize bu konuda ışık tutmaktadır. İlgili ifadeleri şöyledir:
“Ey ehl-i hak olan Ehl-i Sünnet ve Cemaat! Ve ey Âl-i Beytin muhabbetini meslek ittihaz eden Alevîler!
Çabuk bu manasız ve hakikatsız haksız zararlı olan nizaı aranızdan kaldırınız. Yoksa şimdiki kuvvetli bir surette hükmeyleyen zındıka cereyanı birinizi diğeri aleyhinde âlet edip ezmesinde istimal edecek. Bunu mağlub ettikten sonra o aleti de kıracak. Siz ehl-i tevhid olduğunuzdan uhuvveti ve ittihadı emreden yüzer esaslı rabıta-i kudsiye mabeyninizde varken iftirakı iktiza eden cüz'î mes'eleleri bırakmak elzemdir.” (Lem'alar s. 26)
Selam ve dua ile...
İslami Destek Sitesi