Uzman olmak için Şimdi başvurun.
✕- Ürdün'lü bir pilotun diri diri yakılarak ışid tarafından infaz edilişini duymuşsunuzdur diye tahmin ediyorum ...
- Bu uygulamaya ile alakalı şer-i şerife dayandırdıklarını iddia ettikleri ayet kısasta hayat vardır ...
- Bu pilot varil bombalarıyla içerisinde yerel halkta dahil olmak üzere bazı insanların yanarak ölmesine sebep oluyor
- Daha sonra ışid tarafından yakalanıyor ve sorguya çekiliyor. Bunun akabinin de pilot yaptıklarını ikrar ediyor ve böyle bir fiil işlediğini kabul ediyor
- Daha sonra yanarak vefat edenlerin aileleri bu pilotla yüzleştiriliyor
- Işid militanları kısas ayetini okuyor ve sonrasında gelen eğer affederseniz sizin için ahirette ecir vardır ayetinide ekleyerek yakınlarına soruyor; bu adamın yakılarak kısasa kısas hükmünün uygulanmasını mı istersiniz yoksa affedip ahirette ecrine mi talep olursunuz?
- Yakınları kısas istiyorlar ve sonuçta pilot üzerine yanıcı maddeler dökülerek diri diri bir kafesin içerisinde yakılarak infaz ediliyor kısas uygulanıyor ...
- Sormak istediğim bugün hal-i hazırda bir şeriat devleti olsa böyle yapması gerekmez mi zaten?
- Burada ışidi aklamaya çalışmıyorum yanlış anlaşılmasın hamdolsun risale i Nur okuyoruz ve müsbet hareket dersi alıyoruz üstadımızdan fakat benim burada demek istediğim Resullullah olsaydı bu uygulamayı uygulamaz mıydı?
Değerli kardeşimiz
İslam hukukunda kısasın yerine getirilmesi şekliyle ilgili iki farklı görüş vardır:
Hanefi ve Hanbelilere göre öldürme şekli ne olursa olsun bir insanı öldüren bir katil kısas olarak öldürüldüğü zaman yalnız kılıçla öldürülür. Bunların delili İbn Mace ve Bezzar’ın rivayet ettiği Hz. Peygamberin şu hadisidir: “Kısas ancak kılıçla olur.” (bk. V. Zuhayli el-Fıkhu’l-İslami 6/283)
Maliki ve Şafii mezhebine göre kısas misliyledir. Kılıçla öldüren kılıçla öldürülür. Yakarak öldüren yakılarak kısas yapılır. Ancak maktulün velisi “kılıçla olsun” derse bu caizidir hatta -farklı görüşleri ortadan kaldırdığı için-daha evladır. Ancak bu mezheplere göre de eğer öldürme olayı “sihir içki livata” gibi işlemesi ayrıca haram olan bir fiille gerçekleşmişse bu durumda kısas yalnız kılıçla olur. Çünkü burada “misliyle cezalandırma imkânı” yoktur. Bu iki mezhebin delilleri şunlardır:
Ayetler:
a) “Ceza verecek olursanız size yapılan muamelenin misliyle cezalandırın. Ama eğer bu hususta sabrederseniz bilin ki bu sabredenler için daha hayırlıdır.”(Nahl 16/126)
b) “Hürmetler karşılıklıdır. O halde kim size saldırırsa siz de aynısıyla karşılık verin.”(Bakara 2/194)
Hadisler:
a) “Kim bizi yakarsa biz de onu yakarız. Kim de bizi suda boğarsa biz de onu boğarız.” (Beyhaki Sünen) Fakat bu hadisin senedinde meçhul raviler olduğu için zayıftır.
b) “Asr-ı saadette bir kadının başını taşla kırarak (bir rivayette: “iki taş arasında...”-Nevevi Şerhu Müslim)ezerek öldüren bir Yahudinin başı aynı şekilde ezilerek kısas uygulanmıştır.” (Buhari Talak 24 ; Müslim Kasame 15/1672)
Mantık açısından da kısas cezasında yapılan fiilin aynısını yapan kişiye uygulamak suretiyle mağdurun üzüntüsünü hafifletmek de vardır. Bu ise ancak “misliyle iade edildiği” zaman tahakkuk eder... (bk. V. Zuhayli a.g.y).
İslam hukukunda kısas ve benzeri hadleri ancak resmi devlet mahkemeleri tarafından uygulanır. Fertlerin böyle bir şeye tevessül etmeleri doğru değildir.
İŞİD’in bir devlet olduğunu kabul etmek mümkün değildir. Sürekli Müslümanları öldüren ve terör estiren bir örgüt bin defa “biz devletiz biz halifeyiz” deseler bile bunların bu iddiaları havada kalmaya mahkumdur. Bunun en büyük delili -çok marjinal bazı gruplar hariç- İslam aleminin tamamen bunların “terörist” olduklarında ittifak etmeleridir. Bunlar dış güçlerin bir maşası olduklarında asla şüphe yoktur.
Fazla uzatmaya gerek yok çünkü siz de bu konuyu çok iyi biliyorsunuzdur.
Selam ve dua ile...
İslami Destek Sitesi