Uzman olmak için Şimdi başvurun.
✕Değerli kardeşimiz
Hicrî on birinci yılda hastalanan Rasûlullah (asm) 13 Rebiyülevvel Pazartesi günü (8 Haziran 632) vefât etti. Onun vefâtını duyan Müslümanlar büyük bir üzüntüye kapıldılar ve ilk anda ne yapmaları gerektiğine karar veremediler. Ama o da bir ölümlüydü.
Hz. Ömer (ra) onun Hz. Musa (as) gibi Rabbi ile buluşmaya gittiğini O'nun için "öldü" diyen olursa ellerini keseceğini söylüyordu. Ebû Bekir (ra) Rasûlullah'ın iyi olduğu bir sırada ondan izin alarak kızının yanına gitmişti. Vefât haberini duyar duymaz hemen geldi Rasûlullah'ı alnından öptü ve
"Babam ve anam sana fedâ olsun ya Rasûlullah. Ölümünde de yaşamındaki kadar güzelsin. Senin ölümünle peygamberlik son bulmuştur. Şânın ve şerefin o kadar büyük ki üzerinde ağlamaktan münezzehsin. Yâ Muhammed Rabbinin katında bizi unutma; hatırında olalım ..."
dedi. Sonra dışarı çıkıp Ömer'i susturdu ve;
"Ey insanlar Allah birdir O'ndan başka ilâh yoktur Muhammed O'nun kulu ve elçisidir. Allah apaçık hakikattir. Muhammed'e kulluk eden varsa bilsin ki o ölmüştür. Allah'a kulluk edenlere gelince şüphesiz Allah diri bâkî ve ebedîdir. Size Allah'ın şu buyruğunu hatırlatırım:
'Muhammed sadece bir elçidir. Ondan önce de peygamberler gelip geçmiştir. Simdi o ölür veya öldürülürse siz ökçelerinizin üzerinde geriye mi döneceksiniz? Kim ökçesi üzerinde geriye dönerse Allah'a hiçbir ziyan veremez. Allah şükredenleri mükâfatlandıracaktır.' (Âl-i İmrân 3/144).
"Allah'ın kitabı ve Rasûlullah'ın sünnetine sarılan doğruyu bulur o ikisinin arasını ayıran sapıtır. Şeytan Peygamberimizin ölümü ile sizi aldatmasın dininizden saptırmasın. Şeytanın size ulaşmasına fırsat vermeyiniz." (İbn Hişâm es-Sire IV/335; Taberî Târih III/197 198).
Hz. Ebû Bekir (ra) bu konuşmasıyla orada bulunanları teskin ettikten sonra Rasûlullah (asm)'ın teçhiziyle uğraşırken Ensâr Benû Sâide sakifesinde toplanarak Hazrec'in reisi olan Sa'd b Uhâde'yi Rasûlullah'tan sonra halife tayini için bir araya gelmişlerdir. Ebû Bekir Hz. Ömer Ebû Ubeyde ve Muhacirlerden bir grup hemen Benû Saîde'ye gittiler. Orada Ensâr ile konuşulduktan ve hilâfet hakkında çeşitli müzakereler yapıldıktan sonra Hz. Ebû Bekir Ömer ile Ebû Ubeyde'nin ortasında durdu ve her ikisinin ellerinden tutarak ikisinden birine bey'at edilmesini istedi. O kendisini halife olarak öne sürmedi. Hz. Ebû Bekir'in konuşmasından sonra Hz. Ömer atılarak hemen Ebû Bekir'e bey'at etti ve
"Ey Ebû Bekir Müslümanlara sen Rasûlullah'ın emriyle namaz kıldırdın. Sen onun halifesisin ve biz sana bey'at ediyoruz. Rasûlullah'a hepimizden daha sevgili olan sana bey'at ediyoruz."
dedi. Hz. Ömer'in bu âni davranışı ile orada bulunanların hepsi Ebû Bekir'e bey'at ettiler.
Bu özel bey'attan sonra ertesi gün Mescid-i Nebî'de Hz. Ebû Bekir (ra) bütün halka hutbe okudu ve resmen ona bey'at edildi. Rasûlullah (asm)'ın defni salı günü gerçekleşirken onun nereye defnedileceği hakkında da bir ihtilâf meydana geldiğinde Hz. Ebû Bekir yine firasetini ortaya koydu ve
"Her peygamber öldüğü yere defnedilir."
hadisini ashaba hatırlatarak bu ihtilâfı giderdi. Rasûlullah (asm)'ın cenaze namazı imamsız olarak gruplar halinde kılındı. Bütün bunlar olurken Hz. Ali'nin Hz. Fatıma'nın evinde Haşimoğulları ve yandaşları ile toplandığı ve bey'ata ilk zamanlar katılmadığı nakledilir. Hz. Ali (ra) rivâyetlere göre el-Bey'atü'l-Kübrâ'ya bey'at edildiği haberini alır almaz elbisesini yarım yamalak giydiği halde evden fırlamış ve gidip Hz. Ebû Bekir'e bey'at etmiştir (Taberî Târih III/207). Onun aylarca Hz. Ebû Bekir'e bey'at etmediği haberleri gerçeğe uygun olmasa gerektir. Çünkü onun Ebû Bekir'in üstünlüğünü bildiği onun hakkında yaptığı konuşmalar ve tarihin akışı diğer rivâyetlere aykırıdır.
Râsulullah (asm)'ın en yakın ashâbı arasında -hattâ Ebû Bekir ile Ömer arasında- zaman zaman ihtilâflar görüş ayrılıkları meydana gelmişse de ilk iki halife zamanında da görüldüğü gibi dâima birliktelik devam ettirilmiştir. Anlaşmazlık gibi görünen hâdiselerin birçoğunda huy ve karakter farklılığı rol oynuyordu. Meselâ Ebû Bekir yumuşak ve sâkin davranırken Ömer sertlik yanlısıydı. Ama her zaman birlikte hareket ettiler. Ebû Bekir'in yönetiminde Hz. Ali ve Zübeyr b. Avvam Ridde savaşlarında kararların içinde namazlarda Ebû Bekir'in arkasında yer almışlardır (İbn Kesir el-Bidâye ve'n Nihâye V/249).
Hz. Ali Rasûlullah'ın bir vasiyeti olsaydı ölünceye kadar onu yerine getireceğini söylemiş (Taberî a.g.e. IV/236) ancak İbn Abbas'ın Rasûlullah hastalandığı zaman ona gidip hilâfet işini sormak istemesini geri çevirmiştir. Yani Hz. Ebû Bekir'in halifeliğine karşı kimseden bir çıkış olmamıştır. Zaten tabii fıtrî akli ve maslahata uygun olan da onun halifeliğidir.
Hz. Peygamber (asm) ölmeden önce yazılı bir ahidname bırakmamış ancak Hz. Ebû Bekir'in faziletine dair Mescid'de konuşmuş hasta yatağındayken onu ısrarla çağırtmış ve yerine imam tâyin etmiştir.
Selam ve dua ile...
İslami Destek Sitesi