- Hz. Ömer neden Mekke'yi ziyarete geldiklerinde Peygamber Efendimiz (asm)'in "Ya Ömer bir git Mekke'lilerle konuş." demesi üzerine Mekke'de kendi akrabasının olmamasını sebep gösterip gitmemiştir?
Değerli kardeşimiz
Hudeybiye Antlaşması öncesi Kureyşliler önce Huzaalı Büdeyl b.Verka ve birkaç kişiyi sonra o sırada Mekke’de bulunan Taifli Urve b. Mesut’u Rasululllah’a elçi olarak gönderdiler. Ancak Urve ile de problem çözülmedi.
Urve’den sonra Kureyş Hıraş b. Ümeyye’yi arkasından Hulleys b. Alkame’yi elçilikle görevlendirdi.(1) Müslümanlarla Kureyşliler bir türlü anlaşamıyorlar ve onları umre için Mekke’ye sokmak istemiyorlardı.
Görüşmeler sürüyordu. Müslümanlar Mekke’ye Mescid-i Haram’a girmek için Hudeybiye’de bekliyorlardı. Allah Resulü bu sırada Hz. Ömer’i elçi göndermek istedi. Hz. Ömer bu konudaki çekince ve düşüncelerini şöyle açıkladı:
“Bu iş için en uygun olanı Osman'dır. Çünkü Mekke’de benden daha saygın onlar katında benden daha nüfuzlu orada ailesi ve koruyucusu daha çoktur. Kureyş müşrikleri benim kendilerine ne kadar düşman olduğumu ne kadar katı ve sert davrandığımı bilirler.”(2)
Hz. Ömer cahiliye döneminde sefaret görevinde bulunmuştu. Ona göre Hz. Osman bu durumda Kureyş’e elçi gönderilmeye daha uygun konumda biriydi. Bunun sebepleri vardı ve Hz. Ömer sözünde onları tek tek sıralamıştı.
1. Onun tespitlerine göre Hz. Osman Kureyş içinde daha saygındı.
2. Ayrıca onlar katında daha nüfuzluydu.
3. Emevilerin büyük çoğunluğu Müslüman olmadığı için aşiret ve akrabaları Mekke’deydi. Cahiliye asabiyeti ve kabilecilik düşüncesinden dolayı Hz. Osman’a zarar verilmesine müsaade etmezlerdi.
Bu noktalar dikkate alınırsa Hz. Osman Hz. Ömer'e göre bu iş için daha uygundu ve daha layıktı.
Öyle anlaşılıyor ki Rasulullah (asm) da onun sözleri üzerine onun görüşünü benimseyerek ve onu tasdik ederek Hz. Osman'ın bu iş için görevlendirilmesini daha uygun buldu ve onu gönderdi.
Burada son sözü söyleyen ve kararı veren Hz. peygamber (asm) olduğuna göre o doğru olanı yapmıştı. Rasulullah Hz. Ömer'in sözlerine rağmen yine onu elçi olarak görevlendirmeyi düşünebilirdi. Ama bunu yapmadı ve Hz. Ömer'in görüşünün yerinde olduğunu onaylamış oldu.
4. Burada bir korkaklıktan ziyade bir istişareden sonra doğru olanı yapma ve ona karar verme vardır. Rasulullah Hz. Ömer'i görevlendirseydi o yine bu görevi yerine getirmek için harekete geçerdi. O zarar görmeksizin bir görevin yerine getirilmesi için düşüncelerini ifade etmiş ve bu görüşleri de Resul-i Ekrem tarafından kabul görmüştü. Onun söyledikleri tedbir açısından da uygundu.
5. Ayrıca Kureyş ile Hz. Ömer arasında büyük bir düşmanlık vardı ve Mekke’de kabilesinden onu koruyacak biri de bulunmuyordu.
Bütün bunlara rağmen o görevden kaçma niyetinde biri değildi. Sorumluluk yüklenebilen bir insandı. “Buna rağmen mutlaka benim gitmemi istiyorsanız giderim.” dedi. Hz. Peygamber (asm) de elçilik için Osman’ın daha uygun olduğunu söyledi ve ekledi: “Zira onun Mekke’de aşiret ve akrabası çoktur.”
Emeviler Hz. Osman’ın amcaoğullarıydılar. Tehlikeli bir durumda kabile asabiyetiyle onu korurlar ölümüne meydan vermeyebilirlerdi.(3)
Bu teklif üzerine Hz. Osman Mekke’ye elçi gönderildiyse de bu da bir çözüm olmadı.
Dipnotlar:
1) Vakidi 2/599; İbn-i Hişam 3/363; Köksal 6/170; Sarıcık Çağrı- Medine s. 275 vd.
2) Vakidi 2/600; İbn İshak İbn Hişam 3/329Köksal 5/175.
3) bk. Vakidi 2/600-603; İbn-i Hişam 3/363; Diyarbekri 2/30; Heyet Sahabiler Ans. s. 336-340; Köksal 6/175-183.
Selam ve dua ile...
İslami Destek Sitesi